Cemiyet Hayatımız

Bayram Küslükleri Onarmaya Vesile midir?

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, "Bayram küslükleri onarmaya vesile midir?" konusuna açıklık getiriyor.

Güzel Konuşmanın Şartı

Kelâmî bir mûcize olan Kur’ân’a muhâtap kılınan Müslümanların, onun ahlâkıyla ahlâklanması ve onun kelâmî güzelliklerine yaklaşmaya çalışması lâzımdır.

Müslümanların Dokunulmaz Hakları

Müslümanların dokunulmaz haklarına saygı göstermek, haklarının açıklanması ve onlara karşı şefkat ve merhametli olmak İslâm’ın gereğidir. Peki Müslümanların kiş

Abidi Cehenneme Sürükleyen Dil

Kur’ân-ı Kerîm ve Peygamber Efendimiz Cennete bir karış kalıp da kaybedenleri, Cehenneme bir karış kalıp da kazananları haber vermektedir. Cenâb-ı Hak, ölüm gel

Söz Edebiyle İlgili Sözler

Allâh’a ve Âhiret gününe îmân eden kimse, ya hayır söylemeli veya susmalıdır.

Söze Nasıl Başlamalı?

Düşünmek ve konuşmak, insanı diğer canlılardan ayıran fârik bir vasıftır. Bir kişinin konuşması, onun aklî seviyesini ve fikrî yapısını gösteren mücellâ bir ayn

Kur’an-ı Kerim’in Mü’minlere Çağrısı

Meclislerde bir kimse geldiğinde ayağa kalkmayı yasaklayan Peygamber Efendimiz, şu üç kişi; yaşlıya, ilim sahibine ve âdil idâreciye yer açılabileceğini beyan e

Hatayı Gönül Kırmadan Düzelt

Rabbimiz, kötülüğün “güzel bir şekilde” giderilmesinden değil, “en güzel bir şekilde” düzeltilmesinden bahsediyor: “İyilikle kötülük bir değildir. Sen artık (kö

“Misafir Umduğunu Değil Bulduğunu Yer”

Hak rızâsı için sergilenen misâfirperverlik, Allâh’a ve Âhiret gününe îmânın bir semeresidir.

Asr-ı Saadet’te Misafir Nasıl Ağırlanırdı?

İslâm’da misâfir nasıl ağırlanır? İşte Asr-ı Saâdet’te misâfir ağırlama âdabı...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.