Cemiyet Hayatımız

Türkiye'nin Geleceği Eğitim Meselesinde

Gençlik, bir ülkenin geleceğe uzanan elidir. Gelecek hesabı olan ülkeler, gençliği iyi yetiştirirler. Gençliğin iyi yetişmesi demek, her bakımdan güçlü olması d

İnsanın Başına Dert Olan 'üç Belâ'

Cimrilik, israf ve ihtiras… İnsanın dünya ve âhireti için belâ olan, üç kötü huy!.. Ebedî saâdete kavuşabilmek için, bunların mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

İslam'da Küslük ve Dargınlık Olur mu?

İslam'da küs durmanın hükmü nedir? Küslüğün bir süresi var mı? İlk adımı atanın fazileti nedir? İşte o mühim meselelerin hadisler ışığında cevapları...

Küçük Yalandaki Büyük Tehlike!

Küçük yalanların beyni duyarsız hale getirerek kişiyi gelecekte daha büyük yalanlar söylemeye teşvik edebileceği bildirildi.

Mimaride Ruhumuzu Kaybettik

Bizi biz yapan ve “değer” olarak ifade edebileceğimiz hangi konuya temas etsek, gayr-i irâdî bir şikâyet psikolojisine bürünüyoruz. Bu, geçmişimizi güzelleştire

Hayânın Yolu Nereden Geçer?

En çok utanıp hayâ edeceğimiz ve buna layık olan Rabbimizdir. Rabbimizin haram kıldığı her sınırı aşarken, “Rabbim beni görüyor!” deyip evvelâ Rabbimize karşı h

Müslümanlar Bu Halden Nasıl Kurtulur?

Hak dostları, ilâhî ve nebevî terbiye neticesinde “Nefsî, nefsî!” hodgâmlığından kurtulmuş, “Ümmetî, ümmetî!” diğergâmlığına ermişlerdir. Başkalarının ıztırâbıy

Mü'min Kimdir? Mü'minin Özellikleri Nelerdir?

Cenâb-ı Hakk el-Mü’min’dir. Rabbimiz bu sıfatını kendisine îmân etmiş kullarına da lâyık görmek sûretiyle, kullarının da bu ilâhî ahlâkı -istîdatları nisbetinde

İki Mühim Nîmet

Bizler Kureyş sûresinde hatırlatılan altyapının mevcut olduğu bir vasatta Allah’a kul olmanın icaplarını geniş anlamda düşünmek durumundayız. Burada emredilen k

Televizyon Kültürel Değerleri Yozlaştırıyor

Bazı varlıklar, araç ve gereçler kullanılış şekline göre ya iyidir ya da kötüdür. Bazıları ise nasıl kullanılırsa kullanılsın yapılarında kötülük bulunduğundan

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.