Cemiyet Hayatımız

Özür Dilemek Zorunda Kalacağınız Söz Söylemeyin!

Cenâb-ı Hak buyuruyor: “İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında onu gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın!” (Kaf, 18)

Mânevi Hayatımız İçin Dikkat Etmemiz Gereken Hususlar!

Günümüzde kazanma hırsı körüklendikçe körükleniyor. Fakir-fukarânın mahzun bakışlarına aldırılmadan, en leziz gıdâlar, lokanta vitrinlerinde teşhir ediliyor. Sa

İnsanlar Kul Hakkından Nasıl Sakınmalı?

Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- buyurur: “Âdemoğlunun şunlar dışında bir hakkı yoktur: Oturacağı ev, bedenini örtecek elbise, yiyecek ekmek ile su koyacak k

Seni Dünyada Ne Mutlu Ediyor?

Diyanet İşleri Başkanlığı bu hafta 'Cuma Hutbesi'nde "imanı hayat kılabilmeyi" vurguladı. İmanımız, hayatımızı, bugünümüzü ve yarınlarımızı diri tutmalı; günlük

İnsanlığın Birlikte Yaşama Esasları Bu Sözleşmede!

İnsan tek başına yaşayamaz. İlk birliktelik babamız Adem ve anamız Havva ile başlamış, dişili erkekli üreme neticesinde birlikteliğin çerçevesi genişlemiş ve ge

Hayattaki Amacımız Nedir?

Modern toplumlarda insanlar kafalarını kaldırıp hidayet nuruna bakmak yerine, başlarını önüne eğip ellerinde taşıdıklarına, telefonlarına bakıyorlar, beyinleri

"nefsi Levvame" (kendini Ayıplayama) Nedir?

Müslüman hayatı anlarken ve hayatında yer alan kurumlar (günlük hayat, aile, toplum) ile ilişkilerini şekillendirirken önce kendisinden yola çıkmalıdır. Tasavvu

Müslüman Dâima İyimser Olmalı!

Hiçbir hayırlı gelişme hakkında ümitsiz olmayın. Olmaz demeyin. En beklenmedik ve en umulmadık mevzularda bile, eğer Cenâb-ı Hak dilerse neler olmaz ki! O diled

Kalbimizden Hayata Nasıl Bakabiliriz?

Dr. Adem Ergül, "Şekilcilik kolaycılıktır. Öze inmek zordur. Hâlbuki kalite, öze inişle doğru orantılıdır. Kişi, özünü pişirmeden hamlıktan kurtulamaz. Özün kem

Din Kardeşinden Duâ Talep Etmenin Hikmetleri

Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri buyurur: “Kim beni seviyorsa, Sünnet-i Seniyye’ye ittibâ ve hüsn-i hâtime hususunda muvaffak olmam için duâ etsin! Ben de aynı şekil

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.