Cemiyet Hayatımız

Hangi İnsan?

Mükerrem insan; en güzel sûret ve bedende yaratıldığı gibi, düşünme, aklını ve iradesini kullanma; îman, itaat ve takvâ çerçevesinde yaşama, sorumluluk duygusuy

Gençliği Tuzağa Düşüren Bağımlılık

Diyanet İşleri Başkanlığı 23 Şubat Cuma hutbesinde "Bağımlılık Bir Tuzaktır" konusu ile toplumsal ve tehlikeli bir probleme değinerek, ailelerin bu gibi durumla

İmtihan Vesilesi Olan Nimetler

Dünya nîmetleri, iki uçlu bir bıçak gibidir. Kullanmasını bilene ziynet olur. Câzibesine kapılıp gaflete düşene ise fitne ve hüsran sebebi…

Nebi ve Şehitlerin İmreneceği İnsanlar

Müslüman, rûhunu inkişâf ettirerek bütün mahlûkâta huzur tevzî eden, dünyanın her yerindeki din kardeşlerini kendisine zimmetli bilen, gönül insanıdır.

Yemek Adabı Nasıl Olmalı?

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu Hazretleri yemek hususunda çok dikkatliydi. Yemeğin evvelinde ve sonunda muhakkak ellerini yıkardı. Sofraya gâyet tâzimli olarak, iki di

Zina Toplumu ve Aile Yapısını Bozuyor

Zinanın Türk aile yapısını da kökünden sarstığı bir kez daha ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı verilerine göre son 7 yılda zina ahlaksızlığı nedeniyle 5 bin 409 yu

Satın Alınamayan Adam

Cerrahi Şeyhi Muzaffer Ozak'ın tavsiyesi: Aldatılmayan ve satın alınamayan adam olmak önemlidir.

Batılı Hak Hakkı Batıl Göstermek İsteyenler

Körelmemiş bir vicdan, özümüze yerleştirilen bir hakikat terazisidir. İnsanlar fetva verse de, gönle huzursuzluk veren her şeyden kaçınma tavsiyesi, bir peygamb

En Kısa Selam

Selâm veren kimse karşısındaki bir tek kişi bile olsa, çoğul zamirlerini kullanarak “es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh: Allah’ın selâmı, rahmeti ve

İtidal Nasıl Yapılır?

Müslümanın her hâli Müslümanca olmalı. Tabiî bu da bir san’at. Zamana göre de değişir. Yani idare edeceğim derken, taviz yoluna fazla gitmek hatalı. Muvafık değ

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.