PEYGAMBERİMİZ

Said Bin Amir (r.a.) Kimdir?

 Dünya karşılığında ahireti tercih eden, Allah ve Resulünü bütün isteklerinin önünde tutan bir sahabi... Halkın dert ortağı bir valî...

İslam'a Göre Şüpheli Şeylerden Nasıl Kaçarız?

Ebû Muhammed Hasan İbni Ali İbni Ebû Tâlib radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den: “Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak.

Süraka Bin Malik (r.a.) Kimdir?

 Sürâka Bin Mâlik -radıyallahu anh- Müdlic oğulları kabilesinin sayılı süvârilerindendir. İyi iz sürmesiyle meşhurdur. İz takibinde aranan bir isimdir.

Hiç Namaz Kılmadan Cennete Giden Çoban

Açlık sıkıntısı çekilen bir dönemde bile hayret ve hayranlık uyandıran bir davranış...

Bera Bin Malik (r.a.) Kimdir?

 Gözünü budaktan sakınmayan bir kahraman. Zayıf, nahif, kemikleri görünürcesine hafif bedenli... Savaş meydanlarında ise son derece cesur ve bahadır. Bütün haya

Peygamberimize Neden Muhammedül Emin Denilmiştir?

Emîn ne demektir? Peygamber Efendimize neden Muhammedü’l-Emîn adı verilmiştir? İşte cevabı...

Abdullah Bin Cafer (r.a.) Kimdir?

Abdullah Bin Cafer radıyallahu anh, Habeşistan’da doğan hicret çocuğu!..

Hz. Abbas (r.a.) Kimdir?

 Resûlü-i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz amcası Abbas'ı çok severdi. Aralarında üç yaş fark vardı. Çocuklukları beraber geçti. Mekke'de onunla birl

Müslüman Özünde, Sözünde, İşinde Dürüsttür

Müslümana özünde, sözünde ve işinde dürüst olmak yaraşır. Müslüman, imanında, verdiği sözde ve dininde, gerek niyet, gerek söz, gerekse davranış bakımından dürü

Hakim Bin Hazm (r.a.) Kimdir?

 Hakîm Bin Hazm -radıyallahu anh- İslam'a geç girdiği için pişmanlığından gözyaşları dinmeyen bir sahabî... "Bizi sırf, atalarımıza ve büyüklerimize uymak mahve

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.