GÜNDEM

İstanbul'da Ziyafet Sofrası Kuruluyor

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin “Hüdayi’nin Ziyafet Sofrası” isimli eserinden tiyatroya uyarlanan Ziyafet Sofrası oyunu Çekmeköy'de ve Üsküdar'da sahneleniyor.

Mümince Yakarışın Adı 'dua'

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesin

“Hüdâyi Bülteni” 5. Sayısı Çıktı

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı’nın esas gayesinden ve bu gaye adına ne gibi faaliyetlerin yürütüldüğünden bahseden Hüdâyi Bülteni yayınlandı. Üç ayda bir yayınlanan H

Camilere Standart Getiriliyor

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı camilere standart getiriyor. Yeni camiler, kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar ve engellilere hitap

Taksim'e Cami Projesine Onay

İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun Taksim'e cami projesine onay verdiği öğrenildi.

Bosna'daki Savaşın 'gazi' Camisi Vardacka

Bosna Hersek'in Konjic şehrindeki Vardacka Camisi, ülkede 1992-1995 yıllarında yaşanan savaşın derin izlerini, şerefesi olmayan minaresinde taşımaya devam ediyo

Sigara İçenler Yandı! Yeşil Dedektör Yakalıyor

Yeşilay, sigara yasağına yönelik ihlallerin tek tuşla bildirilebileceği Yeşil Dedektör uygulamasını tüm illerde aktif hale getirdi.

Evlilik Programları Aileyi Bozuyor

Türkiye genelinde camilerde okunan cuma hutbesinde, ailenin ve evliliğin önemine işaret edilerek, televizyonda yayınlanan bazı izdivaç programlarının aile mahre

İstanbul'da 4 Bin 403 Kişiye Bir Cami Düşüyor

Ülke genelinde en çok camiye sahip şehir İstanbul olmasına rağmen, metropol kent her 4 bin 403 kişiye bir cami düşmesiyle son sırada.

Diyanet Üniversite Öğrencilerini Umreye Götürecek

Diyanet İşleri Başkanlığı, ilahiyat ve İslami ilimler fakültelerinde okuyan öğrenciler başta olmak üzere 4 bin üniversite öğrencisini umreye götürecek.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.