Hac

İlk Hac Kafilesi Yurda Döndü

Kutsal topraklarda hac ibadetini yerine getirdikten sonra yurda dönmeye başlayan ilk hacılar, İstanbul'da sevinç gözyaşlarıyla karşılandı.

Kutsal Topraklarda Buruk Bayram

Kutsal topraklarda 13 gün arayla meydana gelen iki ayrı facia, güvenlik tedbirlerinin yetersizliği iddialarını gündeme getirdi.

Müzdelife ve Kurban Kesimi

Arafat’tan sonraki durak olan Müzdelife, Kur’ân-ı Kerîm’de işâret edilen “el-Meş‘aru’l-Harâm”ın rûhâniyetiyle rahmet tezâhürlerinin dolu olduğu bir mekândır. Ka

Müzdelife ve Kurban Kesimi

Arafat’tan sonraki durak olan Müzdelife, Kur’ân-ı Kerîm’de işâret edilen “el-Meş‘aru’l-Harâm”ın rûhâniyetiyle rahmet tezâhürlerinin dolu olduğu bir mekândır. Ka

Hacıların En Pahalı Tesbihi

Kutsal topraklarda çeşitli hediyelik eşyalarla beraber siyah pırlantadan yapılmış tespih de alıcısını bekliyor.

Hac Organizasyonunda Bir İlk

Diyanet İşleri Başkanlığı 2015 yılı hac organizasyonunda bir ilke imza atarak 120 yatak kapasiteli günlük 2 bin hastanın ayakta tedavi edilebileceği yeni Mekke

Hacı Adayları "hira" Heyecanı Yaşıyor

Hac ibadetini gerçekleştirmek için kutsal topraklara gelen Müslümanlar, Kurban Bayramı öncesinde Mekke'de İslamiyet'in doğduğu topraklardaki kutsal mekanları zi

Hacıların İlk Dua Heyecanı

İslam'ın beş şartından biri olan hac farizasını yerine getirmek için dünyanın dört bir yanından milyonlarca Müslümanlar akın akın kutsal topraklara geliyor.

Allah Dostlarının Esrarengiz Hac Hatıraları

Hac, zengin ve gitme imkânı bulmuş mü’minlerin ömürlerinde en az bir kez gitmeleri farz olan bir ibâdet… Ancak Allah dostları, haccı da diğer ibadetler gibi büy

Hakkıyla Hac Yapabilmek İçin!..

Hac, fıkhî bir terim olarak “Mekke kentindeki Kâbe’yi ve çevresindeki mukaddes sayılan özel yerleri, belirli bir vakitte, önceden hac niyetiyle ihrama girerek u

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.