KUR’ÂNIMIZ

Batılılar Kur’an Hakkında Ne Diyor?

Pek çok insan, muhtelif vesîlelerle tanıştığı Kur’ân-ı Kerîm’in tesirinde kalarak Müslüman olmuştur.

Kur’an’ın İlmi Keşiflere Işık Tutması

Kur’ân’ın mucizevi yönlerinden üçüncüsü ilmî keşiflere ışık tutmasıdır.

Kur’an’ın Fesahatı, Belağatı ve Nazmı

Kur’ân’ın mucizevi yönlerinden ilki fesâhatı, belâğatı ve nazmıdır.

Son Kitap Kur’an-ı Kerim’in Mucize Oluşu

Kur’ân-ı Kerîm, murâd-ı ilâhîyi ifade eder. Bu bakımdan onun her harfinde bin bir mûcize ve hikmet gizlidir. Kur’ân-ı Kerîm’in mûcize oluşu...

Dağ Başlarında Kur’an Öğretirlerdi

Ashâb-ı Kirâm Kur’ân Kerîm eğitimine ehemmiyet verir, O’na karşı büyük ihtimam gösterirdi.

Kur’an-ı Kerim’i Tefekkür Ederek Okumak

İslâm âlimleri, Kur’ân kıraatinden maksadın; onun hikmet ve mânâlarını tefekkür etmek ve muktezâsınca amel etmek olduğunu söylemişlerdir.

Emekli Olunmayan Hizmet

Allah’ın kuluna lütfettiği ömrün, hizmetle birlikte devam ederek “Hizmet ömrü”ne dönüşmesi, Hakk’ın kuluna ne büyük bir lütfudur. Nefes alıp verdikçe, dîn-i müb

Kur’ân-ı Kerim’den Alınacak Feyiz

Kur’ân müttakîlere, Cenâb-ı Hakk’a yakınlaştıracak tefekkürü sevdirir, onları düşünmeye sevk eder ve bunu kolaylaştırır. İnsanın iç âlemini arındırır. Gönüller,

Kur'ân'ı Anlama ve Yaşamada En Sağlam Yol

“Bize sadece Kuran yeter diyenlerin” aslında Kuran-ı Kerim’e karşı da saygı ve sevgileri yoktur, onların derdi peygamberimizi devre dışı bırakarak Kuran-ı Kerim

İnsanı Üstün Kılan Faziletler

Kâinât kitabının hikmet dolu sayfalarını okuya okuya yolculuk yapanlar, hem yol alırlar hem de bilgi ve irfan pınarlarından kana kana içerek özlerini doyururlar

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.