HAYATIMIZ

Gönül Almasını Bilen Liderler

Lider, küsen değil, küseni tekrar sürüye katmasını bilendir. Bu ise farklı bir gönül kıvamı ister. Bu gönül, affetmesini bilen bir gönüldür. Kahır çekecek bir g

İlahi Sırlara Ulaşmanın Yolu

İlahi sırları gizleyen perdeler hangi kalpler üzerinden kalkar? İlahi sırlara ulaşmanın, ilahı sırları keşfetmenin yolu nedir?

Hayat Kurtaran İlim

İlmin hakîkati, yaşanmasıyla ortaya çıkar. Bildiklerini tatbik etmeyen âlim, “kitap yüklü merkep” misâli, mânâsız bir hamallık yapar. İlim, kişiyi Hakk’a, hakîk

İnsanın Şerefi Nasıl Artar?

İnsanların hatâlarını affetmek ve kusurlarını örtmek, en mühim ahlâkî vasıflardan biridir. Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği bu güzel haslet, îman ve ahlâkın kemâline işâ

Ölmeyi İsteyen Sahabiye Peygamberimizin Cevabı

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) yanı başında olan ve cennetle müjdelenen sahâbîlerden biri ölmeyi istediğini ifade edince Efendimiz de ona "hayatının uzun ve ya

Gençliğin 40 Kuralı 'fütüvvetname'

İçinde bulunduğun her durumda uygulayabileceğin bir fütüvvet kuralı vardır: Rabbi’ne, peygamberine, sahabeye, selef-İ sâlihine, geçmiş büyüklerine, hocalarına,

Günaha Düşmemek İçin

Rabbimiz kendine sığınanı korur. Öyle günahlar vardır ki, Rabbin sıyaneti olmayacak olursa, insanın kendini koruması zordur. Bu itibarla kula düşen, günahlara k

Gerçek Müminin Altı Korkusu

Hazret-i Osman (r.a.), gerçek bir mü’minin altı çeşit korku içinde olduğunu açıklıyor.

Nasıl Ölürseniz Öyle Dilirilirsiniz

İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür. Nasıl ölürse öyle diriltilir. Bütün bunlar düşünülünce, dili güzel kelimeler söylemeye alıştırmak, ve günü hayır üzere geçirmeye

Borçlanırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Resûl-i Ekrem (s.a.) efendimiz, borçtan Allahu Teâlâ'ya sığınırlardı. Müslümanın dini hükümlerden bilmesi gereken şeylerden bir tanesi de, hayatta ölçülü olmayı

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.