HAYATIMIZ

Umûmî Belâ ve Musîbetlerin Çözümü

Fâtiha Sûresi'nden ilham alan toplumsal sorumluluklar, umûmî belâlara karşı çözüm yolları adına üzerimize düşen vazifeler nelerdir? İslâm Âlemi'nin kalkınması i

Her Hak Sahibine Hakkını Verelim

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Adalet: Her Hak Sahibine Hakkını Vermek” başlığıyla yayınlandı.

Üzülüyormuş Gibi Yapıp Hiçbir Şey Yapmayanların Akıbeti

Müʼmin, Allah yolundaki her türlü cehd ü gayrette, bilhassa din kardeşinin derdiyle dertlenmek hususunda, hâlis bir niyet ve samimî bir gayret sahibi olmalıdır.

Zulüm ve Soykırıma Karşı Gazzeli Kardeşlerimizin Mücadelesine Mümince Bakış

Mazlum Filistinli kardeşlerimiz, günlerdir zâlim siyonistler tarafından soykırıma tâbî tutuluyor. Bu vahşet karşısında kalplerimiz daralıyor, yüreklerimiz parça

Biz, Tek Bir Ümmetiz

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu haftaki cuma hutbesi “Biz, Tek Bir Ümmetiz” başlığıyla yayınlandı.

Zafere Götüren Sabır Nasıl Bir Sabırdır?

Bela ve musibetler karşısında nasıl sabır göstermemiz gerekiyor? Sabır ve sebat gösterirken nasıl bir tavır takınmalıyız? Zafere götüren sabır…

Hangi Çarşının Müşterisiyiz?

Bugün hepimize düşen öncelikle hangi çarşı ve pazarın müşterisi olduğumuzun farkında olmak, sonra elimiz, dilimiz ve sâhip olduğumuz bütün imkânlarla yeryüzünde

Daha Kaç Çocuk Ölecek?

En büyük mücahid; titreyen çocukları, ölen minik bedenleri, dünyanın gözünün önüne serenler oldu. Dünyayı olan bitenden haberdar ettiler… Filistinlinin vakur du

Bedevinin Hayret Veren İkramı

Sahabi Ubeydullah bin Abbâs -radıyallâhu anhümâ- ve bedevi arasında geçen ibretlik kıssa...

Allah Yolunda İnfâk Sadece Zenginlerin Ameli Değildir

Allah yolunda infâk etmek sadece zenginlere mahsus bir amel değilidr. Peygamber Efendimiz (s.a.v) anlatıyor...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.