HAYATIMIZ

Cehaletin Düşmanı

Bu cehâleti bertaraf etmek için gerçek ilim ve gerçek tahsil lâzımdır. Cehaletin en büyük düşmanı bu gerçek ilmi araştırıp bulmak ve almaktır. Peki bu gerçek il

Allah Beni Yaratırken Bana mı Sordu?

Soru: Son zamanlarda ateistlerin yaydığı ve onlarında etkisinde kalarak zihinleri bulanan bazı müslüman gençlerin; “Allah beni yaratırken bana sordu mu? Sormadı

Benlikten Nasıl Kurtulunur?

İnsanın en zor terk edebildiği kötü huy, enâniyet, yani benliktir. İnsan dâimâ benliği sebebiyle nefsinin peşinde koşar ve hep kendisini haklı görür.

Önce Kendimizden Sorumluyuz

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 19 Ocak Cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesinin konusu "Önce kendimiz

Klavye Mücahidliği mi?

Rabbimiz, insanları samimiyet testlerinden geçirip imtihan ediyor; mü’minle kâfiri, mücâhid ile tembeli ayıracak, onlarca imtihandan geçiriyor. Elbette bu imtih

İslam'da Güler Yüzün Önemi

Dînin gâyesi; zarif, güzel ve hassas insanlar yetiştirmektir. Kâmil mü’minler, güler yüzleriyle bütün varlıklara tebessüm hâlindedirler. Onların gönül âlemleri,

Dört Maddede Din ve Dünya Selameti!

Hazret-i Ali (r.a.) dört şey devam ettiği müddetçe din ve dünya, huzur ve selâmetle ayakta duracağını anlatıyor.

Gözün, Kulağın, Ağzın, Kalbin Şükrü Nasıl Yapılır?

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, gözümüzün, kulağımızın, ağzımızın, kalbimizin şükrü nasıl yapacağımızı anlatıyor.

İnsanın Yüzü Ne Anlatıyor?

İnsanın yüzü-gözü, üstü-başı bir nevî vitrinidir. Bütün varlıkların bilinen lisanları dışında bir de hâl lisânı vardır. Yani insan, ağzıyla konuşmasa bile duruş

En Mühim Sermaye

Kâmil mü’minler; sabırlı, mütebessim ve insanların dertlerini omuzlamaya tahammüllü kimselerdir.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.