Ebû Bekre Nüfey İbni Hâris -radıyallâhu anh-’tan rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v) en ağır günahları haber veriyor ve sakınmamız gerekenleri
Hazret-i Ebûbekir’in -radıyallâhu anh- buyurduğu gibi; “Allah, kulunun amelsiz sözünden râzı olmaz.” Özü-sözü bir olmayan, hâli-kāline uymayan kimsenin şahsiyet
İçtimâî sulh ve sükûnun temininde hayır hasenatın mühim bir yeri vardır. Müslümanlar arasındaki yardımlaşma, cömertlik, diğergâmlık, affedicilik mü’minlerin top
İslâm, her insanın yapabileceği bir yardım yolu göstermiştir. Dolayısıyla kuvvetli-zayıf, zengin-fakir her Müslümanın yapabileceği bir iyilik, hayır ve yardım m
Sâhip oldukları güzel ahlâk ve ulvî hasletlerle diğer insanlar arasında hemen fark edilen Allah dostları, “kimseyi incitmemek” ve “kimseden incinmemek” fazîleti
İnsanlar toplum hâlinde yaşarlar ve bu toplulukların nizamı için içlerinden bir kısmının idareci olması îcâb eder. Peki İslam'da bir idareci nelerden mes'ul ve
Yaratılan her varlıkta bir hikmet ve gerekçe vardır. Elbette ki insanda bu cihana keyfince vakit tüketmek için gelmemiştir. İlâhî mes’ûliyetleri ve vazifeleri v
Satırlardan değil, sadırlardan yükselsin sesimiz. Merhamet sadece şiir mısralarında, kitap sayfalarında kalmasın.
Yeri gelir, komşu, yakın akrabâdan daha çabuk yardıma koşar. İnsanın derdini ve sevincini herkesten önce komşusu paylaşır. Bu sebeple; “Komşu komşunun külüne mu
İnsanların ne diyeceğini önemsediğimizde zor durumda kalırız. Her bir insan grubunun bizden beklentisi, bize münasip gördüğü rol değişik olabilir. Biz davranışl
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.