HAYATIMIZ

İki Âdil Şâhit

Sıra dışı­ hâl­le­rin ke­râ­met­ten far­kı­nı an­la­ya­bil­mek, ilim işi­dir.

Allah Korkusu ve Takvâ Hayatı

Bâyezîd-i Bistâmî, -rahmetullahi aleyh-, Allah Teâlâ’yı zikrederken büyük bir vecd ve istiğrak hâli yaşardı. Namaz kılarken, âdeta kemiklerinin çatırdadığı duyu

Kardeşlerinin Dertleriyle Dertlen!

Özellikle dini sohbet edenler, kardeşlerinin her hâliyle ilgilenmeli, dertleriyle dertlenmeli, sevinçleriyle sevinmeli ve onları hakîkî bir dost bilmelidir. Dos

Huzur ve Manevi Neşe Veren İbadet

Sohbet eden kişi, görüştüğü kardeşleriyle ilgilenmeli, onların karakter ve ahlâkını çok iyi bilmelidir ki, onların rûhuna tesir edecek, onlara huzur ve mânevî n

Yargıtay'dan Milyonları İlgilendiren Fazla Mesai Kararı

Yargıtay'dan “ücreti verilse de işçi istemiyorsa fazla çalıştırılamaz” kararı çıktı.

Diyanet'in Dini Yapılardan Beklediği 5 İlke

Diyanet İşleri Başkanlığının, dini yapılarla üç konu başlığı altında yaptığı görüşmelerde, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında benzer hataların tekrarlanmaması

Gönül Ehlinin Yolu

Hakkʼa en güzel kullukta bulunan âbidler, Oʼna lâyıkıyla ibadet edebilmekten âciz olduklarını anlamış olanlardır.

Nefs Engelini Aşmanın Yolu

Müʼmin, öncelikle nefsinin hile, tuzak ve tehlikelerini bilmeli ki ona gerekli tedbirlerle, yani takvâ ve amel-i sâlihlerle mukâvemet edebilsin.

Müslümanın Ayarı Firâset ve Hassâsiyet

Firâset, Allah Teâlâ’nın kalplere lutfettiği müstesnâ bir nûrdur. Yani akıllılık, üstün zekâ, sezmek, bilmek ve anlamak gibi hâllerin mânevî bir idrâk kâbiliyet

Tasavvuf Yolunda Dikkat!

Nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye etmeyi hedefleyen mâneviyat yolu, peygamberlerin ve evliyâullâh’ın yoludur. Dolayısıyla büyük bir titizlik, hassâsiyet ve firâset

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.