HAYATIMIZ

Zengin Olup Da Dindar Kalmak Mümkün mü?

Dindarlar genelde fakirlikten zenginliğe geçtikçe dinle irtibatları azalıyor. Bu maraza karşı ne yapmalı? Zengin olup da huzurlu bir hayat sürmek nasıl mümkün o

"küçük Günah" Deyip Geçmeyin!

Yerde ve gökte ne varsa Cenâb-ı Hak insana emanet etti. Bütün mahlûkat, insana emanet. Hepsi Allâhʼın emaneti ve ilâhî mesʼûliyet… O hâlde kula düşen, Hâlıkʼın

İnsan Şahsiyetine Tesir Eden İki Şey!

İnsan şahsiyetine tesir eden iki mühim şeylerden biri kazanılan para diğeri ise beraber olduğumuz insanlardır.

Zengin Müslümanlar Parasını Nasıl Harcamalı?

Zengin Müslümanların para harcama ölçüsü nasıl olmalıdır?

Namaz Âdâbına Uygun Nasıl Kılınır?

Cenâb-ı Hak, namaz vesîlesiyle günde en az beş defa kuluyla mülâkat istiyor. Bu mülâkatı da mümkün olduğunca câmide ve cemaatle arzu ediyor. Cemaatle kılınan na

Para İle İmtihanda Tasavvufun Rolü Nedir?

Müslümanın para ile imtihanında tasavvufun rolü ne olabilir? 

Zengin Olmak Müslümana Zarar Getirir mi?

Müslümanlar eskiden fakirlik imtihanından geçerdi, şimdi ise zenginlik testinden geçiyor.

Tebliğin Önemi

Bugün, ideal insan yetiştirme hizmetleri çok mühimdir. Zira en büyük hizmet; kalpleri fethetmek, ruhlara ve gönüllere îman aşısı yapabilmek, mânen boğulmak üzer

Hayır, Gayr-ı Meşru Kazancı Temizler mi?

Günümüzde bazı Müslümanlar, bir yerlerden kazanıyor ve yaptığı hayrı da kazancındaki kirli yapıyı arındıran bir unsur gibi telâkkî ediyor. Peki hayır işlemek ga

İmam-ı Azam'ın Ticaret Hayatı Nasıldı?

İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin ticaret hayatı nasıldı? İmam-ı Azam'ın ticaret hayatındanki misaller, bir müslümanın ticari hayatının nasıl olması gerektiğini özetli

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.