HAYATIMIZ

Ecdadımıza mı Benziyoruz Yoksa Düşmanlarına mı?

Bugün biz ve nesillerimiz, kime benziyoruz? Akrabalık, komşuluk ve dostluk münâsebetlerimiz; ceddimize mi, ağyâra mı benziyor? Sokağımız, şehrimiz, ticaretimiz,

Hayat Rehberi Olacak 20 Altın Nasihat

Altınoluk Dergisi Yazarı Neslihan Nur Türk, derginin bu ayki sayısında, hayat rehberi olacak 20 sözü okuyucularla paylaştı.

Nefsimizin Üzerimizdeki Hakkı Nedir?

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, Altınoluk Dergisi'nin Mart sayısında yayımlanan makalesinin son bölümünde "kibir" konusuna değindi. Yazıda, Kur'an-ı Keri

106 Yaşında Yaşlılık Maaşını Reddetti

Rize'nin Güneysu ilçesinde yaşayan 106 yaşındaki Meryem Baltacı, yetkililer tarafından kendisine teklif edilen yaşlılık maaşını "hakkım değil" diyerek reddetti.

İslâm'ı Tebliğ Ederken Nasıl Bir Üslup Kullanmalıyız?

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Şebnem Dergisi'nin Mart sayısında İslâm’ı Nezâketle Sergilemek başlıklı bir makale yayımlandı.

Peygamber Efendimizin, Ebû Hureyre'ye Vasiyeti

Altınoluk Dergisi'nin Mart sayısında Merhum Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretleri'nin "Kibir İnsanı Alçaltır" başlıklı makalesi yayımlandı.

Âşık Olup Olmadığınızı Anlamanın Yolu!

Merhum Sâdık Dânâ Hazretleri'nin -kuddise sirruh- Altınoluk Dergisi'nin Mart sayısında kaleme almış olduğu bir makalesi yayımlandı. Marifetullah ilmi ve sevgini

İslam Kardeşliğinin Muhteşem İnceliği

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, haftalık gündem yazılarında İslam kardeşliği hakkındaki îkazlarına devam ediyor.

"iyilik Günaha Karşı Şefaatçi Gibidir!"

Din kardeşliğini muhâfazada titiz olmak ve dargınlığa mahal vermemek, bir îman zarûretidir.

"hüdayi'nin Ziyafet Sofrası" Oyunu Sahnelendi

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin “Hüdayi’nin Ziyafet Sofrası” isimli eserinden aynı adla tiyatroya uyarlanan oyun, Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi’nde sahne

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.