Hikâyeler

Kazandıran Alışveriş

İlk Müslümanlar Medine’ye hicret edinceye kadar işkenceler gördü. Hicret esnasında dahi sıkıntılarla karşılaştılar. İlk Müslümanlardan Süheyb’in (r.a.) hicreti

Hz. Bilal Habeşi ve Ezanı Muhammediye

Medine-i Münevvere’de yaşanan hadise, sahabelerin “Yoksa Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dünyaya tekrar mı teşrif ettiler” düşüncesiyle sokaklara dökülmesine yol a

İmâm-ı Âzam'ın Müthiş İrfan Dersi

Söz de lâzımdır öz de; ruh da gereklidir, şekil de… Mühim olan, bunların birine takılıp diğerine bîgâne kalmamak…

Şarap İçen Gencin İbretlik Hikâyesi

Kendimizde bulunduğunu düşündüğümüz fazîletlerin belki de daha üstünü, küçük gördüğümüz nice kimsede mevcut olabilir. Bu sebeple Allâh’ın kullarını hor görmek,

Bir Kumarbazın İbretlik Hikâyesi

Boş hülyâlar ve gelgeç sevdâlar uğruna nice insan, rahatından, malından, sağlığından, hattâ canından olmayı göze almakta iken; günümüzün Ebû Cehilleri bâtıl dâv

Allah Sineği Niçin Yarattı?

Halîfe Me’mûn ile Basralılar’ın şeyhi Ebû Hüzeyl arasında geçtiği söylenen hikayede Allah'ın sineği niçin yarattığı anlatılıyor.

Bir Hıristiyanın Gözünden İslâm Adâleti

Allah Teala Hazretleri bir ayet-i kerimede; “Muhakkak (O) adaleti, iyiliği, yakınlara yardım yapmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar.

Gece İbadetlerine Düşkün Çocuk

Şeyh Sâdî, 13. asırda yaşamış bir gönül insanıdır. Yirminin üzerinde eser kaleme almış olmakla birlikte, bilhassa Mevlânâ Hazretleriʼnin üslû­bunu hatırlatan Bo

Hz. Ömer'in Kerâmeti

Hz. Ömer'in halifeliği zamanında bir dağın eteklerinde düşman askerleri, Sariye ismindeki zatın kumandasındaki İslam ordusunu sarmak ve arkadan vurmak üzereyken

Şeyh Sadî-i Şîrâzî Hazretleri'nin İbretlik Hatırası

Şeyh Sâdî-i Şîrâzî Hazretleri'nin hayatından müslümanların sahip olması gereken gönül hassasiyetini anlatan ibretlik bir hadise...

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.