HİZMET

Ölüye En Çok Fayda Sağlayan Şey

Duâ ve istiğfardan sonra ölüye en çok fayda sağlayan şey, onun adına tasadduk ve infakta bulunmaktır.

Dillere Destan Cömertlik

Ashâb-ı kiram, cömertlik, fedakârlık ve îsar hususunda âdeta birbiriyle yarışmıştır. Muhâcir kardeşine, evini, malını-mülkünü her şeyini “kardeşçe” ve “dünyevî

Cehennem Ateşinden Koruyan Amel

Samimi bir şekilde yapıldığı takdirde kulu cehennem ateşinden koruyan amel nedir? Allah (c.c) yolunda tam bir teslimiyet içinde yürüyen muttaki kullarının vasıf

Zahmetsiz Rahmet Olmaz!

Hizmet insanı, karşılaştığı tehlike ve güçlükler karşısında yılmamalı, bilâkis çetin şartlar altında bulunmaktan dolayı mukāvemeti artmalı, daha da kuvvet bulma

Hüdâyi Vakfı 40 Ülkede İhtiyaç Sahiplerine Ulaştı

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, hayırseverlerin destekleriyle 40 ülkede yaklaşık 155 bin kişiye iftar verirken, 35 bin kişiye erzak yardımı yaptı.

Hüdayi Vakfı Arakan Kamplarında Toplum Merkezleri İnşa Ediyor

Hüdâyi Vakfı olarak Bangladeş'in Cox's Bazaar bölgesindeki Kutupalong kamplarında Arakanlı mülteci kardeşlerimiz için sosyal yaşama dair toplum merkezleri inşa

Hiçbir Şey Küçük Değil

Hiçbir şey küçük değil ve hiçbir şey önemsiz değil. Büyük felâketler bir kıvılcımla başladığı gibi büyük başarıları da ayrıntıları gözetenler kazanabilir.

Aşkale Kaymakamlığı’ndan Örnek Ramazan Hizmeti

Aşkale Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Ramazan ayı münasebetiyle ilçede örnek bir uygulama ile dar gelirli ailelere iftar öncesi sıcak yemek

Peygamberimiz'in En Cömert Olduğu Zamanlar

Fakr u zarûret içinde kıvranan muhtaçların gözlerinde, en çok Ramazan'ın teşfrîfiyle ümit ışığı parlar. Zira zekât, fitre ve sadaka gibi mâlî ibadetler, tebessü

Mal ve Parayla Yapılan İbadet

Zekât, İslâm toplumlarında sosyo-ekonomik şartların ıslahını hedef alan, ölçüleri ve harcama yerleri belirlenmiş bir malî ibadettir. Özellikle Ramazan ayında ze

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.