HİZMET

Mali’de Ramazan Heyecanı

Hüdayi Vakfı'nın Mali’deki partner kuruluşu FOSAPMA'nın (Mali Halkına Yardım ve Dayanışma Vakfı) Mali’de eğitim ve insani yardım alanındaki faaliyetleri ve Mali

Hüdayi Vakfı'ndan Gana'da İftar Programı

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı'nın Gana'nın başkenti Akra'da düzenlediği iftar programına katılan ülkenin Müslüman önderleri, Türk yemeklerinden oluşan menüyle oruçla

Müslümanı Zenginleştiren Ticaret

İnfâk edilen mal bereketlenir; infâk edilmeyense, sahibi için ya dünyada bir fitne ya da âhirette bir azap sebebi olur. İnfâk edilmeyen mal, kulu şımartıp azgın

Aldığın Değil Verdiğin Senin

İçerisinde bulunduğumuz bu günler, sadaka ve infaklar vesîlesiyle, nazargâh-ı ilâhî olan gönülleri kazanma mevsimi…

Azı Çoğu Yok Niyet Var!

İçinde yaşadığımız çağda Müs­lümanların payına ne yazık ki keder, ızdırap, yokluk, fakirlik düştü. Dünyanın bir kısmı varlığın çılgınlığını yaşarken, diğer kısm

Peygamberimizin İnfakı

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in infâkı târif edilemeyecek kadar ulvî bir mâhiyet arz etmektedir. Zira O, almaktan çok vermeyi severdi. F

Fildişi'nde Hüdayi Vakfı'ndan Ramazan Yardımı

Hüdayi Vakfı'nın Fildişi Sahili’ndeki partner kuruluşu AİDE (İhsan Gelişim ve Eğitim Derneği) eğitim ve insani yardım alanında projeler üretiyor. AİDE Başkanı A

Serdar Eryılmaz İle Hüdayi Vakfı Ramazan Çalışmaları

Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Serdar Eryılmaz, Ramazan’ın bereketini ve coşkusunu ihtiyaç sahipleri ile paylaşarak onların mutluluklarına ve d

İnfak Etmenin Adabı

İnfakta bulunmak, sahip olunan her şeyden bir miktarını kardeşinin hakkı olarak görüp paylaşmaktır. Bu mesken olarak oturulan evlerden rızık olarak yenilen yeme

Cömertlerin Özellikleri

Âlemlerin Rabbi çok cömerttir, karşılıksız ikram sahibidir. Yeryüzünde halife olarak vazifelendirdiği kullarının da aynı ölçüde çevrelerine karşı cömert olmalar

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.