Müslümanın para ile imtihanında, kazanırken ve harcarken dikkate alması zarûrî olan ölçüler nelerdir? Peygamberimizʼin ve sahâbe-i kirâmın hayatında nasıl bir d
Bütün varlıklar kendine has bir sûrette Allâh’ı zikrederler. Yalnız onların bu hâlleri birbirinden farklıdır. Allah'ı zikreden dört sınıf mahlukat ve halleri...
Allâh Resûlü’nün gece-gündüz, dar vakitte-rahat zamanda, savaşta-barışta dâimâ “ihsân” hâli üzere bulunduğunda en ufak bir şüphe yoktur. Zira Peygamber Efendimi
Mü’minin sürekli ilâhî murâkabe altında, yâni bir nevî ilâhî kameralar gözetiminde bulunduğu şuur ve idrâkinin kalpte sabitleşmesini ifâde eden ihsân hâli, Allâ
Bâtınî haramlara çok dikkat etmek îcâb eder. Bunlar; âdetâ anbardaki bir fare gibi, kulun zâhiren edâ ettiği sâlih amelleri yok ederler.
"Nefis" tasavvufi literatürde, kaynaklarda merhale merhale birtakım isimler alıyor. Nefis bir anda tertemiz olmadığı için manevi terbiyede nefsin hâl ve mertebe
Allah için yapılması gereken ibadet, hayır-hasenât ve hizmetlere, fânîler ortak edilirse, yani Allah’tan başkasının da takdîrini kazanmak gibi nefsânî bir gâye
Havf ve recâ ne demektir? Çok gülmenin, tebessümün, kahkahanın hükmü nedir? İşte cevabı...
İslâm; hür veya köle, zenci veya beyaz, Arap veya Arap olmayan her insanın, Allâh’ın huzûrunda eşit olduğunu bildirmiştir. Tek üstünlük îman ve takvâdadır.
İhlâs, yani sırf Allah rızâsını gâye edinmek, Hak katında amellerin en mühim makbûliyet şartıdır. Niyet hâlis olduğu takdirde, imkânsızlık sebebiyle yapılamayan
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.