İnfak

Kalbinizi Yumuşatmak İçin Bunları Yapabilirsiniz

Cenâb-ı Hak, rızkın temini hususunda mahlûkâtı birbirine vesîle kılmıştır. Dolayısıyla muhtâcı gözetmek, Allah Teâlâ’nın bizlere olan ihsanlarından onlara pay a

Şükrün Çeşitleri

Şükür iki türlüdür: 1) Bütün nîmetlerin Hakʼtan olduğunu bilip dil ile şükretmek. 2) O nîmetlerden mahrumlara ikram ederek fiilen şükretmek.

Mü'min Öldüğünde Başında Bulunacak Üç Ameli

Ümmetine çok müşfik ve merhametli olan Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bir Müslüman sıkıntıda iken kendisi huzur bulamazdı. Kendisini toplum

Hâlis Niyetle Verilen Sadaka Hakkında Hadis-i Şerif

Sadaka hâlis niyetle verildiği takdirde, lâyık olmayan bir kimseye gitse bile onu veren, yine de ecre nâil olur.

Zekât ve Sadakada En Önemli Husus!

Sevginin alâmeti fedâkârlıktır. Seven, sevilene karşı sevgisi ölçüsünde fedâkârlıkta bulunur ve bunu bir zevk olarak telakkî eder. Bu, âşığın mâşûku uğruna can

İnfâk Edebi Nasıl Olmalı?

Zekât, sadaka ve hayır işlerinde dikkat edilecek mühim hususlardan biri de, gizliliğe riâyettir. Çünkü açıktan verilen sadaka, alan kimsenin hayâ duygularını za

Allah'ın Kıyamet Gününde Konuşmayacağı Üç Kişi

Zekât ve sadaka gibi infaklarda edeb çok mühimdir. Bilhassa veren, alana teşekkür hissiyâtı içinde olmalıdır. Çünkü onu farz olan bir borçtan kurtarıp ecre nâil

Allah'a Yakın Olmak İçin Ne Yapmalıyız?

Hak katında makbûl olan cömertlik, malın iyi ve güzel olanından vermektir. Zîrâ infaklar, bu inceliğe dikkat edildiği ölçüde kulu, rızâ-yı ilâhîye nâil eyler.

Fakirler Zenginlerden Önce Cennet'e Girecek!

Fakir ve mahrum insanların yaralarını sararak onlara huzur bahşeden bir tesellî sunabilmenin en mükemmel tezâhürleri, hiç şüphesiz ki Fahr-i Kâinât -sallallâhu

Başkalarının Derdiyle Dertlenmek Bize Ne Kazandırır?

Şeyh Sâdî buyurur: “Âdemoğulları bir bedenin âzâsı gibidirler. Çünkü yaratılışları bir mayadandır. Aynı cevherden yaratılmışlardır. Günün birinde vücuttaki âzâ

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.