İslam Tarihi

Ebu Dücane’nin (r.a.) Takvası

 İstisnasız bütün sabah namazlarını Peygamber Efendimiz’in ardında kılan Ebu Dücane’nin (r.a.) hemen her sabah namazının ardından alelacele mescidi terk etmesin

Ebu Dücane’nin (r.a.) Uhud’daki Kahramanlığı

Peygamber elinden ölümsüzlük iksiri içenlerden biri de Ebû Dücâne (r.a.) hazretleridir. Büyük şecaat sahibi... Bütün gazalarda, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimi

Kutsal Emanetler

Milletimiz, asırlardır Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.) derin bir muhabbet beslemiş, ona duyulan aşk büyük bir sevgi atmosferi oluşturmuştur. Öyle ki, bu s

Halid Bin Velid’in (r.a.) Savaş Taktiği

Halid bin Velid’in (r.a.) Mute Savaşı’ndaki askeri dehası İslam ordusunun az kayıp vererek iyi bir netice almasını sağladı. İşte Halid bin Velid’in (r.a.) kuman

Hz. İbrahim'e (a.s) Neden Halilullah Denilmiştir?

Hz. İbrahim'e (a.s) neden "Halilullah" denilmiştir? Hz. İbrahim hangi amelleri ile ""Halilullah" olma vasfına ermiştir? İşte Hz. İbrahi

İlk İslam Mektebi

İslam’ın ilk mektebi Suffa Mektebi'nde yetişen fakir sahabeler sonraki dönemin muallimleri, fakihleri, alimleri ve yöneticileri olmuşlardır. Suffa Mektebi'nde y

Kafirler Bile O’na İtimat Etti

İslam'ın ilk döneminde kafirler, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) nazarında gördükleri ve vicdânen kabul ettikleri hakîkat karşısında nefsaniyetlerine tabi olduk

Kabe Tarihi

Kabe ilk defa ne zaman ve kimin tarafından yapıldı? Kabe nerede, hangi şehirdedir?  Kabenin içinde ne var? Alemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar i

Beni Kurayza Savaşı

Beni Kurayza hadisesi nasıl ortaya çıktı? Beni Kurayza Yahudileri hakkında verilen hüküm nedir? İşte Beni Kurayza Yahudileri meselesi...

Uhud Dağı Kadar Altınım Olsa…

Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, sadece kendilerine mahsus bir fazîlet olmak üzere, dünyalık nâ­mına bir şey saklamaz, elin­de ne varsa onu

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.