İSLAM VE İHSAN

Adüv Ne Demektir?

Zulmetmek, haddi aşmak, vazgeçirmek anlamındaki "a-d-v" kökünden türeyen adüv düşman demektir.

Muhammed Bakī Billah Hazretlerinin Faziletleri

Muhammed Bâkì Billâh Hazretleri, İslâm’ın emir ve yasaklarına son derece bağlı bir zât idi. Sık sık takvâ sahibi fakihlere mürâcaat ederdi. Helâl gıdâya çok ehe

Doğruyu Söylemenin Önemi

Hatada yapsan, doğru söylemekten vazgeçme! Peygamber Efendimiz (s.a.s) döneminde gerçekleşen ve Sahabelerin sergiledikleri tutumla çok farklı noktalara taşınan

Şeytanın Kandırdığı Kimseler Kimlerdir?

Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri buyurur: “Şeytanın, akıllarıyla oynadığı kişiler gibi, Allah Teâlâ’nın fazlına güvenerek ibadetleri terk etme!”[1]

Namazın Rütbesi

Allah Teala kul ile Rabbi arasında en sağlam bağ olarak namazı bizlere emreder. Kuran’ı kerimde Allah’a imandan hemen sonra namazın zikredilmesi imanın mümindek

226 Şehit ve Gazi Yakını İle Gazinin Ataması Yapıldı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, 226 şehit yakını, gazi ve gazi yakınının atama kurası noter huzurunda yapıldı.

Cennete Girmeye Vesile Olan Altı Şey

Sadâkat; niyette, düşüncede, sözde ve amelde doğru olmak, ihlâs ve samîmiyetle hareket etmek demektir. Emniyet de emîn olmak, güvenilir bir şahsiyet sergilemek

Kendini Tanıyan Rabbini Tanır

İnsanın kendini tanıması ile Rabbini tanıması arasındaki ilgi hep konuşulmuş ve bu konu "Kendini tanıyan Rabbini tanır" ifâdesiyle âdetâ sistemleştirilmiştir.

Vahyin İlk İndiği Yer

Hira Mağarası’nı veya Hira Mağarası’nın bulunduğu Nur Dağı’nı ziyaret etmek, ibadetin bir parçası değildir. Ancak bir Müslüman, Mekke-i Mükerreme’de bulunduğu s

Cenâb-ı Hak İle Dostluğa Erebilme Sanatı

Şunu unutmamak lâzımdır ki, Cenâb-ı Hakk’ın bizim ibadetlerimize ihtiyacı yoktur, ibadetlere muhtaç olan asıl bizleriz. Her bir ibadet, ruha ayrı bir vitamindir

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.