İSLAM

Arş-ı Âlâ'ya Çıkacak Bayram Hediyelerimiz

Bizler, bugün âdeta bir yangın yeri olan Filistin, Sûriye, Arakan ve Afrika başta olmak üzere, zulüm altındaki bütün Müslüman kardeşlerimiz için bu kalbî hassâs

Kurban Kesmenin Gayesi Nedir?

Hazret-i İbrâhim -aleyhisselâm-, Cebrâîl’in -aleyhisselâm- Cenâb-ı Hakk’ı huşû içinde üç kere zikretmesi karşısında vecde gelir ve bütün sürülerini ona hibe ede

Kurban Etlerini İlk Olarak Kimlere Vermeliyiz?

Ahmet Hamdi Yıldırım, kurban etlerini kapı komşumuzu hesap ederek vermemizi ve muhtaç olanları ona göre belirlememiz gerektiğini anlatıyor.

Kurban Bayramı Arefesi Oruç Tutmanın Fazileti

Kurban bayramından bir gün önceki arefe günü orucunun özel bir yeri bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz, arefe günü tutulacak orucun geçmiş bir senenin ve gelece

Kurban Ne Demektir?

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi kurbanın mâhiyetinden ve kulluk görevlerimizden bahsediyor.

Sami ve Musa Efendiler Kurbanı Nasıl Keserlerdi?

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi Mahmud Sami Ramazanoğlu ve Musa Topbaş Efendilerin kurbanlarını nasıl kestiklerini anlatıyor... [Video 43 sn.]

Kurban Kestikten Sonra Şükür Namazı Kılınır mı?

Ahmet Hamdi Yıldırım, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) kurbanı kestikten sonra şükür namazı kıldığını anlatıyor. "Neden kurban kestikten sonra şükür namazı kılar

Kurbanlıklara Kötü Muamele Cezasız Kalmayacak

Hayvanlara kasıtlı kötü davranan, acımasız ve zalimce işlem yapan, fiziksel ve psikolojik acı çektirenlere idari para cezası verilecek.

Bir Kimse Birden Fazla Kurban Kesebilir mi?

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım, “Bir kimse birden fazla kurban kesebilir mi?” sorusunu cevaplıyor.

Borçlunun Kurban Kesmesi Gerekir mi?

Borçlunun kurban kesmesi gerekir mi? Mali yönden kurban kesme kriterleri nelerdir?

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.