KİM KİMDİR?

Fâtıma Binti Kays (ra) Kimdir?

 Fâtıma binti Kays radıyallahu anhâ Medine’ye hicret eden ilk muhacir hanım sahâbîlerden!.. Keskin zekâsı, görüş ve kanaatlerinde isabeti ile çevresinde tanınmı

Seffâne Binti Hâtim (ra) Kimdir?

Seffâne binti Hâtim radıyallahu anhâ cömertliği ile meşhur bir âilenin ferdi. Akıllı, zeki bir hanımefendi. Babasının cömertliği darb-ı mesel haline gelmiş olan

Afrâ Hatun (ra) Kimdir?

 Afrâ Hâtun radıyallahu anhâ  iman âbidesi çocuklar yetiştiren bir anne... Genç yavrularının Allah ve Rasûlü yolunda şehadetlerine sabreden bir hanım sahâbi...

Şifâ Hatun (r.a.) Kimdir?

 Şifâ Hatun (r.anhâ) Resûlullah'ın dünyaya teşrifleri sırasında hizmetiyle tanınan bir hanımefendi... Hazreti Âmine annemize ebelik yapan bir hizmet eri... Alla

Ervâ Binti Küreyz (ra) Kimdir?

 Ervâ binti Küreyz radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin hala kızı... Hazreti Osman (r.a)’ın annesi... Cahiliye karanlığından kurtu

Dürre Binti Ebû Leheb (ra) Kimdir?

 Dürre binti Ebû Leheb radıyallahu anhâ babasının azılı düşmanlığına rağmen İslâm’ın nûruna koşan ilk hanımlardan... Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efend

Cemile Binti Selül (ra) Kimdir?

 Cemile binti Übey İbni Selül radıyallahu anhâ İman ve İslâm adına olumsuzluklarıyla tanınan bir âile ortamında büyüyen bir hanım... Hiç bir menfî tesir altında

Habîbe Binti Cahş (ra) Kimdir?

 Habîbe binti Cahş radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize çift yönden hısım olan bir bahtiyar hanım!.. Kadınlara mahsus hallerden özü

Huleyde Binti Kays (ra) Kimdir?

 Huleyde binti Kays radıyallahu anhâ Ensar hanımlarının ilklerinden... Kocası ile birlikte Mekke’ye gelerek ikinci Akabe görüşmesinde Rasûlullah sallallahu aley

Şifâ Binti Abdullah (ra) Kimdir?

 Şifâ binti Abdullah radıyallahu anhâ Mekke’de hicretten önce İslâm’la şereflenen bir hanım sahâbî!.. Cahiliye döneminde de insanlara hizmet etmeyi seven, akıll

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.