Kur'an ve Tefsir

“Hamd Âlemlerin Rabbi Allah'a Mahsustur” Ayeti

“Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.” (Fatiha, 2) ayetinin tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.

Araf Suresinin 194. Ayeti Ne Anlatıyor?

Araf suresinin 194. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Her şeyin Allah’ın kulu olduğunu bildiren âyet; Araf suresinin 194. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda

“Allah İyi Davranan ve İşini Güzel Yapanların Ecrini Zâyi Etmez” Ayeti

“Sabret; çünkü Allah iyi davranan ve işini güzel yapanların ecrini zâyi etmez.” (Hud, 115) ayetinin tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.

“En Güzel İsimler Allah’ındır” Ayeti

“En güzel isimler Allah’ındır; siz O’na bu isimlerle dua edin...” (Araf, 180) ayetinin tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz.

Araf Suresinin 180. Ayeti Ne Anlatıyor?

Araf suresinin 180. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? En güzel isimlerin Allah’a ait olduğunu bildiren âyet; Araf suresinin 180. ayetinin meali ve tefsirini yaz

Araf Suresinin 172. Ayeti Ne Anlatıyor?

Araf suresinin 172. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Her insanın ‘Allah’a inanma’ fıtratıyla doğduğunu bildiren âyet; Araf suresinin 172. ayetinin meali ve tef

Araf Suresinin 170. Ayeti Ne Anlatıyor?

Araf suresinin 170. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İyi amel işleyenlerin mükâfatının zayi olmayacağını bildiren âyet; Araf suresinin 170. ayetinin meali ve t

Araf Suresinin 162. Ayeti Ne Anlatıyor?

Araf suresinin 162. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Nankörlük ve zulmün cezasız bırakılmayacağını bildiren âyet; Araf suresinin 162. ayetinin meali ve tefsiri

Zekat Verilecek Kişiler Kimlerdir?

Zekât kimlere verilir? Zekât verilecek kişiler hangi ayette geçiyor? Kur’an-ı Kerim’e göre zekât verilecek kişiler şunlardır...

Araf Suresinin 158. Ayeti Ne Anlatıyor?

Araf suresinin 158. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İslam’ın evrensel bir din olduğunu bildiren âyet; Araf suresinin 158. ayetinin meali ve tefsirini yazımızd

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.