Hadisleri

Cennete Girmeyi Kim İstemez?

Sahâbe-i kirâm, cenneti istemeyenlerin kimler olabileceğini merak edip şaşırdılar ve Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’den bunu öğrenmek istediler. Alla

"ben Seni Seviyorum" Demek Sünnettir

Unuttuğumuz ya da çoğu zaman örf ve adetlerimizden dolayı yapmadığımız bir sünnettir "seni seviyorum" diyebilmek. Sevdiği insana “Ben seni seviyorum” diye sevgi

Namazda Safları Düzgün Tutmayanlara Uyarı!

Ebû Abdullah Nu’mân İbni Beşîr  radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre  Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu: “Ya saflarınızı düzeltirs

Peygamberimizin Beddua Ettiği Sahabi

Peygamber Efendimiz sol eliyle yemek yiyen sahabiyi uyarmış, kibri, büyüklenmesi sebebi ile kendi sözünü dinlemeyince ve halini terk etmeyince o kişiye beddua e

Uyumadan Önce Ateşi Söndürmek Sünnet

Eski zamanlarda insanlar çadırların dışında veya evlerin içindeki ocaktaki ateşten istifade ederek ısınırlardı. Aşağıdaki hadis-i şerifte de uyumadan önce ateşi

Yalnız Allah'tan Korkun!

Mü’minlerin sahip olması gereken en önemli niteliklerden biri, Allah korkusunu her şeyin üstünde tutmalarıdır. Bunun göstergesi de, Allah’ın emirlerine karşı ge

Allah İçin Ağlamanın Değeri

Allah’a duyulan saygı ve arzudan dolayı ağlamanın değeri nedir?

İslam'da Yöneticilik İlkeleri

Devlet yöneticiliği ve kadılık gibi memuriyetlere talip olan ve bu görevlere aşırı düşkünlük gösteren kimseleri tayin etmemek İslam'ın yöneticilik ilkelerindend

Namazda Gözleri Semaya Dikmek Neden Yasak?

Namaz esnasında gözleri semaya dikmek huşûya ve edebe aykırıdır. Ayrıca namazda gözleri semaya dikmenin mekruh olduğuna dair ulemâ görüş birliği içindedir. Peyg

Dertlilere Derman Olmak Sünnettir

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ashâb-ı kirâmın her sıkıntısını dinler, bir ihtiyaçları varsa onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışırdı. Zira O, mü’minlere yardım

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.