Muhâcirler, fedâkârlık ve çilelerle Medîne’ye hicret etmeye çalışırlarken, Medîneli Müslümanlar da onların bu büyük îman mücâdelesine yaraşır bir îman muhabbeti
Peygamberimiz’in sevgisine lâyık olmak için ne yaptığımıza bir bakalım. Günlük hayatımızda Kitap ve sünnete bağlılığı ne kadar gözetiyoruz? Sadece belli zamanla
İnsanoğlunu diğer varlıklardan farklı ve üstün kılan en önemli özelliklerinden birisi kendisine bahşedilen konuşma vasfıdır. Tabiatı itibarı ile sosyal bir varl
Kur’ân’ın tatbik edilmiş hâli olmasından dolayı sünnet, Kur’an’ın yanında İslâm’ın vazgeçilmez ikinci kaynağını oluşturmaktadır. Allah’ın kitab’ı ve Rasûlü’nün
Her nimet karşılığında bir şükrü gerektirir. Nimetlerin en büyüğü olan Peygamber nimeti de bundan istisna değildir. Yüce Rabbimiz lütfettiği bu nimete şükür ola
Her mü’minin Rasulullah’ı “ilahi bir lütuf” olarak görmesi lazımdır. Ondan sonra da bu “Lutf”un hayatımız açısından ne manaya geldiğini anlamak lazımdır. Rasulu
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- münafıklarla arasındaki perdeyi hiç yırtmamıştı. İşin en mühim tarafı da burada işte… Neden Peygamber Efendimiz, münâ
Peygamber Efendimiz'in takva hayatı nasıldı? Efendimiz günlük hayatında nelere dikkat ederdi?
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, dünyanın geçici, âhiretin ise esas hayat olduğunu en zirve seviyede idrâk etmiş hâldeydi. O, gerek Mescid-i
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, kendisine peygamberlik vazifesi verilmeden önce de sükûtu ve tefekkürü çok severdi. Nübüvvetine yakın zamanlarda halve
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.