RAMAZAN ÖZEL

Hüdayi Vakfı'nın Yardımları Sudanlıların Sevinci Oldu

Hüdayi Vakfı Afrika'nın en yoksul ülkelerinden olan Sudan’da Ramazan yardımları ile yüzleri güldürdü.

Köylüler Orucunu Aynı Sofrada Açıyor

Amasya'nın Taşova ilçesine bağlı Boraboy köyü sakinleri, 15 yıldır Ramazan ayında iftarlarını evleri yerine köy camisinin avlusunda hep birlikte yapıyor.

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi İle İftar Sevinci Programı Özel Mülakatı

Erkam Radyo'da icra edilen "İftar Sevinci" programında Osman Nûri Topbaş Hocaefendi ile yapılan özel mülâkat...

Tevbe Etmek İçin Fırsat Ayı

Ramazân-ı Şerîf, aynı zamanda güzel bir kulluk terbiyesidir. Allâh’a samîmî bir gönülle kul olamayanlar, neticede kula kul olmak gibi kötü bir âkıbete dûçâr olu

Sınır Ötesinde Yetimlerle İftar

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Suriye’nin İdlib kentine bağlı Sarmada kasabasında, aralarında yetimlerin de bulunduğu ihtiyaç sahibi bin 500 kişiye iftar veri

Ramazan Ruhunu En İyi Yaşatan Şehirler

Mimari özelliği, farklı yemekleri ve camileriyle Ramazan ruhunu en iyi şekilde yaşayabileceğiniz şehirler...

Bilecik'te Yarım Asırlık İftar Geleneği

Bilecik'in Pazaryeri ilçesine bağlı Küçükelmalı köyünün sakinleri, 50 yıllık Ramazan geleneğini sürdürerek her gün gönüllü kişilerin köy meydanında verdiği ifta

Sırbistan'da Yıkık Mescit İnşaatı Önünde İftar

Sırbistan İslam Birliği ve Bosna Hersek'te faaliyet gösteren Merhamet Derneği, Sırbistan'ın başkenti Belgrad’da Sırp makamlarınca yıkılan mescidin önünde iftar

Kastamonu'da Bir Kilometrelik İftar Sofrası

Kastamonu'da, bir kilometre uzunlukta kurulan sofrada 3 bin kişi orucunu açtı. Her sene geleneksel hale getirilen iftar sonrası Ramazan etkinlikleri gerçekleşti

Ramazan Ayı Kur'ân Ayıdır

Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in nazil olduğu bir aydır. “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolu ve hak ile

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.