RAMAZAN ÖZEL

Ramazan'da Tok Tutan Çorba

Malatya mutfağının en önemli lezzetlerinden yoğurtlu soğuk Darende çorbası, sıcak ve uzun günlere denk gelen Ramazan'da, susuzluğu önemli miktarda azaltarak oru

Sükût Orucu Tutun

Oruçluyken yanlış hâl ve tavırlar içinde olanlara Rasûlullah (s.a.) Efendimiz’in pek çok îkazları bulunmaktadır. Bunlardan birinde şöyle buyrulur: “Kim yalan ko

Ramazan Muhâsebeleri 1. Kısım

Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin Erkam Radyo için Ahmet Taşgetiren Bey ile yaptığı ve Ramazan ayını konu alan mülâkatın 1. kısmını istifadenize sunuyoruz.

Sahurda Çay Kahve İçmek Doğru mu?

17 saatlik uzun bir sürede tutulan orucun ardından iftarda ve sahurda neler yenilmesi ve susuzluğa çare olacak konular hakkında Diyetisyen Dilek Gülsun Akgün bi

Filistinli Aile İsrail'in Yıktığı Evlerinde İftar Açıyor

İsrail'in 2014'te Gazze'ye başlattığı saldırılarda evleri askerlerce yıkılan Karra ailesi ramazanı da yıkıntılar arasında geçiriyor.

Ramazan'ın Özü Bunda Saklı!

Ramazanda Allah’ı hoşnut etmek gayretiyle kulluğa sarılmalıyız. Ramazan nurdur, miraçtır, rahmettir, secdedir, mânâdır. Ramazandaki bereket ve kutsallığı göremi

3,5 Saat Oruç Tutulan Köy

Arap yarımadasının güneydoğusunda yer alan Umman'da bir köyde güneşin doğuşu ile batışı arasında 3 saat var. Köyde bir kesim ülkenin imsak ve iftar saatlerine,

Peygamber Efendimizden Günümüze Mukabele Geleneği

Hz. Muhammed’in (sav) Cebrail (as) ile birlikte okudukları Mukabele, bir gelenek halinde günümüze kadar gelmiştir. Mukabele, Kur’ân-ı Kerim'in yazılması ve hafı

Osmanlı İftar Geleneğini Sürdürüyorlar

Osmanlı döneminde Ramazan ayında yolda kalanlara, iftara yetişemeyenlere  yapılan "kapı önüne iftarlık bırakma" geleneği Siirt'te vatandaşlar tarafından yaşatıl

'orucun Sosyolojisi' Bize Ne Anlatır?

İlahiyatçı sosyolog Erdoğan, "Çocuk, o küçük yaşlarda, Ramazan, oruç, iftar, bayram ve sahur üzerinden, dinle, Müslümanlıkla çok doğal bir tanışma süreci yakalı

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.