Sahabiler

Ömrünü Efendimizi Takibe Adamış Sahabe

Hazret-i Ömer’in oğlu Abdullah (r.a.) çocukluğundan itibaren bütün bir hayâtını Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz’i adım adım tâkibe adamış, Efendimiz’in yaptığı he

Sahabiyi Cennetlik Yapan İki Özellik

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) cennetlik olduğunu müjdelediği sahabinin iki özelliği...

Sahabi Neler Yaptı?

Sahâbî: Mekke’de îmânı uğruna canını ve malını tehlikeye atmaktan çekinmedi. En ağır zulümlere karşı dahî îmânından tâviz vermedi. Îmânını korudu. Medine’de dîn

Ashab-ı Kiram Mucizesi

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼin mânevî terbiyesi neticesinde; kız çocuklarını diri diri gömen, zulüm ve isyan karanlıklarına gömülmüş yarı

Sahabenin Fazilet Yarışı

Ashab-ı Kiram’ın göz yaşartan fazilet yarışı...

Hz. Ali (r.a.) Yüzüne Tüküren Düşmanını Neden Öldürmedi?

Hayat kitabının öfke faslı, bir fâcia târihidir. Bu vahim tehlikeden kurtuluş çaresi, bu hoşa gitmeyen feveran karşısında kardeşlik ve sabır silâhını kullanmak,

Örnek İnsanların Hikayesi

Asırlar boyu kayda değer bir tek adam yetiştirememiş olan Câhiliye toplumu, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in mânevî eğitimi ve irşâdı sâyes

Hanımların Hatibesi

Sahâbîler’in hepsi örnek şahsiyetler olmakla birlikte, bazı sahâbîler çok yönüyle öne çıkmışlardı. Bunlardan biri de Hz. Esmâ binti Yezîd (radıyallahu anha) idi

Mazeret Kapılarını Kapatan Sahabi

Uhud’da şehit olurken ümmete adeta bir vasiyet mahiyetindeki sözlerle fani hayata veda eden sahabi...

Kur’an’a Göre Ashabın Vasıfları

Ayet-i kerimede zikredilen “Muhammed Allah’ın Resûlüdür” ifadesiyle Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Allah tarafından gönderilmiş gerçek bir Peygamber olduğunu bildirer

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.