Sorularla İslam

Ölü Kefenlenmeden Elbisesiyle Gömülebilir mi?

Cenaze nasıl kefenlenir? Cenaze kefenlenmeden elbisesiyle gömülebilir mi?

Namaz Ne Zaman ve Hangi Hallerde Düşer?

Müslümandan namaz ibadeti ne zaman ve hangi hallerde düşer?

Seferi Olmanın Şartları Nelerdir?

Seferî sayılma bakımından bulunulan yerleri ifade eden vatan-ı asli, vatan-ı ikamet ve vatan-ı sükna ne demektir? Mezheplere göre seferi olmanın şartları nelerd

Bedîuzzaman Hazretleri'nin Şâkirdleri “Üveysî Meşreb” midirler?

Bedîuzzaman hazretleri “üveysî” olarak yaşamıştır. Onun gerçek şâkirdleri de bilerek veya bilmeyerek “üveysî meşreb” midirler? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz ceva

Ehl-i Tasavvuf Olan Mümin İle Olmayan Mümin Arasında Mânevî Derece Olur mu?

Gerçekten ehl-i tasavvuf olan bir müminle, tasavvufla hiç alâkası olmayan bir müminin arasında mânevî derece bakımından fark nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz

Tasavvufî Cemâatlerde Görülen Sarık, Cübbe ve Sakal Hizmete Engel midir?

Bugün tasavvufî cemâatlerde görülen sarık, cübbe ve sakalın hiz-mette bir engel olduğu konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplı

Misafire Nasıl Davranmalıyız?

Misafir ne demektir? Misafire nasıl davranmalı? Peygamber (sav.) Efendimiz misafirlerine nasıl davranırdı? İslam’da misafirlik ve misafire davranma adabı...

Kirli, Yağlı veya Boyalı İş Elbisesi ile Namaz Kılınır mı?

İş elbisesi ile namaz kılınabilir mi? Kirli, yağlı veya boyalı iş elbisesi ile namaz kılınır mı? Diyanet cevapladı.

Tasavvuf ve Sûfîlerin İslâm Dünyâsında Medenîleşme ve Şehirleşme Olgusuna Ne Tür Katkıları Olmuştur?

Bugün dünyâda İslâm’ın yayılışında ezilen gruplar arasında Selefî tavrın daha etkili olduğu, entelektüel ve şehirli gruplar üzerinde ise sûfî anlayışın daha müe

Ehl-i Tasavvuf’un Hangi Gayr-i Müslim Ülkelerde Faaliyetleri Vardır? Bunlar Hangi Müslüman Ülkelerden Gitmektedir?

Ehl-i tasavvufun bugün hangi gayr-i müslim ülkelerde faaliyetleri vardır ve bunlar hangi Müslüman ülkelerden gitmektedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyo

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.