Sorularla İslam

Mücadele Edilmesi Gereken Asıl Düşman

Gafil insan, kendi iç dünyasındaki korkunç ahvalden habersizdir. Tezkiye edilmemiş nefs ve tasfiye edilmemiş kalp, çok zehirli hastalıklar ihtivâ eder. Âdetâ iç

Çağımız Selefilik Ehl-i Sünnet

İslam dünyası belâ ve musibetlerle imtihanın fazlasıyla bulunduğu dönemlerinden birini yaşıyor. Ortadoğu’da kan ve gözyaşı devam ediyor. Coğrafyamızdaki bu sanc

Kabir Ziyaretleri İle İlgili Hadisler

Kabir ziyareti, İslâmî edep esaslarına riâyetle icrâ edildiğinde pek çok hayra vesîledir. Zira ölümü tefekkür neticesinde nefislerin ihtirâsının kırılacağı, ins

Kurban Yükümlülüğünün Şartları Nelerdir?

Kurban ortaklarında aranan şartlar ve ortakların dikkat etmesi gerekenler...

Peygamber Efendimiz’in Bıraktığı Miras

Peygamber Efendimiz’in aile efradına bıraktığı miras nedir? İşte Hz. Muhammed’in (s.a.v.) mirası...

Ticarette Kul Hakkı

İslâm ahlâkının ticârî hayattaki “kul hakkı” hassâsiyeti…

İnsanı Üstün Kılan Faziletler

Kâinât kitabının hikmet dolu sayfalarını okuya okuya yolculuk yapanlar, hem yol alırlar hem de bilgi ve irfan pınarlarından kana kana içerek özlerini doyururlar

İdari Hizmetlerde Mes’uliyet Şuuru

İdârecilik, altından kalkılması zor bir ilâhî emânet ve çok ağır bir mes’ûliyettir. Onu ancak idâreciliğe kâbiliyeti olan dirâyetli ve liyâkatli kimseler başara

Cenaze Teşyîi ve Hasta Ziyaretinin Ecri

Âciz yaratılan insanoğlu, belâ ve musîbetler karşısında desteğe ve tesellîye muhtaçtır. Dolayısıyla cenâze teşyîi ve tâziye gibi hususlar çok mühim birer insânî

Peygamber Efendimiz’in Taziye Mektubu

Peygamber Efendimiz, cenâze yakınlarına sadece tâziyede bulunmakla kalmaz, maddî-mânevî her türlü yardımda bulunurdu.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.