TARİHİMİZ

Hüdâyi Hazretleri'nin Kerameti

Hüdâyî’nin mânevi mertebeleri kısa zamanda kat’ederek yükselmesi ve şeyhine halîfe olması ba’zı dervişlerin kıskançlığını mûcib olmuştu. Hüdâyî’nin üç sene gibi

Fransız Generali Guro’nun Çanakkale Hatırası

Fransız Generali Guro’yu ağlatan Çanakkale hatırası...

Yıldız Sarayı Müzesinde Neler Var?

Osmanlı Devleti 34. Padişahı Sultan II. Abdulhamid tarafından genişletilerek devletin merkezi olarak kullanılan Yıldız Sarây-ı Humayun'u zamanın en gizemli yapı

Güzel Konuşmanın Fazileti

Güzel konuşmanın fazileti nedir?

Hüdâyi Hazretleri'nin Nefis Terbiyesi

Üftâde Hazretleri'ne intisâb eden Hüdâyî Hazretleri, O’nun yanında sıkı bir riyâzat ve nefs terbiyesine başladı. İşte Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretleri'nin manevi y

Hayâl Ötesi Bir Ferâgat

Çanakkale harbindeki îman ordusunun erleri, Hazret-i Peygamber -sal­lâl­lâ­hu aleyhi ve sellem-’in mânevî terbiyesinde yetişmiş bulunan ashâb-ı kirâmın ahlâkını

Sarı Saltık ve Saltıkname

Sarı Saltık’un efsanevi hayatını anlatan Saltıkname’nin tanıtımı İstanbul’da yapıldı.

Allah Dostlarının Takvâsı

Dünyada kendinize en güzel insanı örnek almak istemez misiniz? Cevabınız "evet"se o halde dünyadaki en güzel insanlar olan Allah dostlarının örnek hayatına, onl

Kayı Boyuna Ait Olduğu Tahmin Edilen Mezarlar Bulundu

Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki Yeniköy Mahallesi’nde eksi mezarlar bulundu. Bulunan mezarların Anadolu’ya yerleşen ve Oğuzların 24 boyundan biri olan Kayı bo

Hüdâyi Hazretleri Manevi Yola Nasıl Girdi?

Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri, Üftâde Hazretleri'ne intisab etmesine dair anlatılan menkıbe... 

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.