TARİHİMİZ

Anadolu'da Misafirlik Geleneği

Asırlarca İslama hizmet edip bayraktarlığını yapan ecdadımızın güzel meziyetlerinden biri de misafirperverlikleri, dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin gelen bütü

"Bize Kur'ân Öğretecek Bir Heyet Gönderin!"

2014ʼün Kasım ayında İstanbulʼda ilki düzenlenen, "Latin Amerika Müslüman Dînî Liderler Zirvesi"nde nakledilen şu hâdiseler, hepimize mesʼûliyetimizin azametini

"Lider Gençler" Mehmed Akif'in Hatırasını Canlandırdı

Lider Eğitim Sultantepe Gençlik Gelişim Merkezi bünyesindeki Aziz Mahmud Hüdayi Ergin İzci ve Sohbet Grubu, Mehmet Akif Ersoy ile ilgili bir kısa film hazırladı

İfk Hâdisesi ve Hüsn-i Zannın Zirve Tezahürü

Hüsn-i zan; güzel düşünmek, iyi şeyler temennî etmek, menfî düşüncelerden ve sû-i zandan, yâni kötü düşüncelerden uzak kalabilmektir. Müslümanlar birbirlerine k

Bursa Yeşil Camii'nde Deprem Etkisi Teraziyle Ölçülüyor

Yapımı 1424 yılında tamamlanan Bursa Yeşil Camii'nde, depremin etkisi ve oluşturduğu hasar, caminin duvarları içerisinde bulunan bir terazi düzeneği ile ölçüleb

Osmanlı Kapı Gibi Ayakta

Bodrum'da geçmişi Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanan tarihi kapılar, 5 yıldızlı tesisler ve evlerde dekorasyonun bir parçası olarak yaşamaya devam ediyor.

Allah'ın 99 İsmini 3 Santimetreye Sığdırdı!

"Dünyadaki üç mikro heykeltıraştan biri" olarak tanınan Necati Korkmaz, Allah'ın 99 ismini, ceylan derisinden yaptığı 3 santimetrelik kitabın içine yerleştirdiğ

"islam Ülkelerinin Hâli Çok Kötü ve Acı Verici"

Filistin Müftüsü Hüseyin, İsrail'in saldırılarıyla ilgili, "Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırı, İslam ülkelerine yapılmış saldırıdır" dedi.

O’nun Mübârek Ayak İzleri Bize Nasıl Ulaştı?

Sultan I. Ahmed, Mısır’da Sultan Kayıtbay türbesinde bulunan Hazret-i Peygamber’in “Nakş-ı Kadem” denilen mübârek ayak izlerini Eyyûb Sultan türbesine getirtmiş

Mevlânâ'nın Dilinden Hakîkat Arayışı

Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh-, yaşayan, hisseden bir gönlün mâcerâsını, müşahhas bir kitaba dökerek, insanlığa büyük bir armağan bırakmıştır.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.