TARİHİMİZ

Ahiretleri İçin Dünyalarını Fedâ Ettiler

Düşünmek lâzımdır ki sahâbe-i kirâm bu devirde yaşasaydı, kurban ibadetini nasıl bir fedâkârlık ufkunda îfâ ederlerdi…

Ankara’da Gönülleri Fetheden Güzel İnsan

15 Eylül 2014 Pazartesi günü Hacı Gedikli ağabey Rahmet-i Rahmân’a kavuştu. 16 Eylül günü öğle namazına müteakip kendi imar ettiği Sami Efendi Külliyesi’nde cen

Ebû Leheb'in Azabını Hafifleten Sebep

Ne mutlu o mü’minlere ki, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini her şeyin üstünde tutarlar ve yabânî bahçelerin sahte çiçeklerine aldanmazlar!.. 

Hacı Gedikli Ağabey'in Cenaze Namazı Kılındı

Hacı Gedikli, 85 yaşında hayatını kaybetti. Gedikli için Ankara Mahmud Sami Ramazanoğlu Külliyesinde cenaze töreni düzenlendi. Hacı Gedikli'nin cenaze namazına

Hacı Gedikli Ağabey Hakk'a Yürüdü

Bir süredir hastanede tedavi gören Ankara'nın manevi büyüklerinden Muhterem Hacı Gedikli Ağabeyimiz Hakk'a yürüdü. Hacı Ağabey'e Allah'tan rahmet, tüm ailesine

Bir Hocanın Talebesine Yardımı ve Himmeti

Hazret-i Mevlânâ ve emsâli gönül ehlinin bütün insanlığı şefkatle kucaklayan «...بَازَا، بَازَا» “Gel, gel, geri dön gel, ne olursan ol yine gel” daveti; yüksek

"Buyurun Gelin! Şehirlerimizi Sizler İdare Edin!"

Osmanlı’nın adalet anlayışı öylesine ince idi ki askerler, savaş halindeyken kalenin diğer tarafında bulunanlarla, onların talepleri doğrultusunda bir ticaret y

Ali Ulvi Kurucu Bey'in Hatıraları'nın 4. Cildi Çıktı

M. Ertuğrul Düzdağ'ın hazırlamış olduğu, Ali Ulvi Kurucu'nun her ânı dolu dolu geçen seksen yıllık hayatının anlatıldığı ‘Hatıralar’ kitapları son derece önem t

Naim Karaman Hocaefendi Hakkın Rahmetine Kavuştu

Yaptığı ilmi çalışmalar ile yakından tanınan Naim Karaman Hoca Efendi, Gebze'de hakkın rahmetine kavuştu. 

Ömrünü Kelâmullâh'a Adayan Canlı Kur'ân

Hafız Abdurrahman Efendi(1909-1999), Kur’ân sahasında bizlere lutfedilmiş müstesnâ bir hâdim- i Kur’ân idi. Bir asra yakın ömrünü Kur’ân’a hizmet yolunda tükete

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.