Kıssâlar

Güzel Ahlaka Nasıl Sahip Olunur?

Gerçek mü’minlerin vasıfları nelerdir?

Ne İçin Yaşıyorsunuz?

Uğruna nice kavgaların yaşandığı dünya nîmetleri, hakîkatte içi boş bir ceviz gibidir. İnsan, fânî hayat uykusundan ecel îkâzıyla uyanınca, onun ne kadar kısa,

Mescid-i Nebevî'nin Tamiratına Gösterilen Hassasiyet

Sultan I. Mahmud, âşık gönüllerin Efendimiz’e olan hasretlerini bir nebze de olsa dindirebilmek ümidiyle Eyüp Sultan Türbesi’ne, Allah Resûlü’nün mübârek ayak i

Osmanlı Padişahlarının Peygamber Sevgisi

“Seven, sevdiğinin her şeyini sever” hükmünce, ecdâdımız da, Peygamber Efendimiz’i seven, bulunduğu beldelerde yaşayan ve hizmetinde bulunan herkese karşı ayrı

Sultan Iı. Murat’ın Vasiyeti

Osmanlı Sultanı II. Murat’ın, Allâh’a ve (O’nun) Resûlü’ne olan derin muhabbetini gösteren vasiyeti...

İslam Tarihinin En İhtişamlı Dönemi

İslâm tarihinin sahâbe devrinden sonra en ihtişamlı devrini teşkil eden Osmanlı Devleti, pâdişâhından çobanına kadar bütün müʼmin halkının müstesnâ bir Peygambe

Yavuz Sultan Selim'in Kerameti

Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferine çıkmadan önce gördüğü rüya ve seferde yaşadığı manevi haller Osmanlı ordusunu geçilmez çöllerden geçirmiş âdeta orduya ma

İstanbul’un Yedi Tepesi

Tarihçi-Yazar Fahri Sarrafoğlu, bugün gözümüzle göremediğimiz, binaların arasında kaybolan İstanbul'un yedi tepesini anlatıyor.

Yusuf Gönüllü Olmanın Güzelliği

Cenâb-ı Hakk'ın ilâhi af ve mağfiret deryâsına tâlip mü'min bir yüreğin, her hâlükârda taşıması gereken bir fazîlet... Yani kendisine nâhoş hareket ve işlere ay

Gül Camisi’nin İlginç Hikayesi

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Doğu Roma devrinde Ortodoks kilisesi olarak inşa edilen İstanbul'un fethinden sonra camiye çevrilen Gül Camiî'nin ilginç hik

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.