Kıssâlar

Hırs Sandığı Haram Küpü

 Hazreti Muhammed’e -sallallâhu aleyhi ve sellem- tâbi olmak sûretiyle Allah Teâlâ'nın dostluğuna muvaffak olan sâlih bir çobanın ibretli ve hikmetli hikâyesini

Kur'ân'dan İki Kardeşin Kıssası

 Kur’an-ı Kerim’de pek güzel, ibretli kıssalar anlatılır.

İlâhî Aşka Giden Yol

Mevlânâ Hazretleri Mesnevî’sinde, Arap efsanesine dayanan aşk hikâyesi Leylâ ile Mecnûn’dan bir hikâye nakleder.

İskender Olsan Neye Yarar!

 Alıp verdiği bir nefesin bile sahibi olamayan, nefes aldığında vermeye, verdiğinde tekrar almaya gücü yetmeyen âciz bir varlık, nasıl olur da size ebedîlik bah

Gece Vakti insan Arayan Adam

Hayatta hedef belirlerken en çok ihtiyaç hissedilen meselelere öncelik verilmelidir. Bu itibarla günümüzün en mühim ihtiyacı, iyi yetişmiş insana olan ihtiyaçtı

Her Şeyin Cevabı Bu Kitapta!

 Vaktiyle Abbasi sarayında dinine bağlı olarak yaşayan Hıristiyan bir doktorun Müslümanlığı nasıl kabul ettiğini anlatan hikâyeyi istifadenize sunuyoruz.

Bir Kral İle Gencin İbretlik Kıssası

Ticaret, helal yoldan kazanç sağlamak için yapılır. Dinimizce de makbul bir iştir. Hz. Peygamber (sav) ve mezhep imamımız Ebu Hanife’nin de mesleğidir.

Gönüllere Taht Kurmuş Liderler

Abbâsî halifesi Harun Reşid’in zamanında yaşanmış olan hadise, devlet erkanının millet üzerindeki etkisini ifade sadedinde bizlere ışık tutmaktadır.

Kader Gerçeğini Anlatan Müthiş Bir Hadise

Kâinâtta her şeyin ilâhî bir kalemin çizgisine göre meydana geldiğine inanmak zarûrîdir. Kader, îmânın altı şartından en mücerredi olmasına rağmen, aslında herk

Peygamber Efendimiz'in Şehitler İçin Ettiği Duâ

Uhud Harbi’nden Medîne-i Münevvere’ye dönerken Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- at üzerinde bulunuyor, atın dizginini de Sa‘d bin Muâz -radıyallâhu anh-

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.