Kıssâlar

Şehit Nişanlısının İlginç Vasiyeti

Türkiye'nin dört tarafı her birinin hikâyesi farklı, vefâlı hanımların misalleri ile doludur.

Firavunun Sihirbazları Nasıl Müslüman Oldu?

Hak dostları; zâlim, fâsık ve kâfirlerin hayat tarzlarına meyletmek bir yana, onların iyiliğine bile muhâtap olmaktan sakınmışlardır. Zira insan, ihsâna mağlupt

Nasihat Kabul Etmeyen Kalpler

Nef­sâ­nî iş­ti­hâ­lar­dan baş­ka bir ta­le­bi kal­ma­mış ölü kalp­le­re sa­hip kimselerin dün­ya­da ye­mek, iç­mek, gel­geç sev­dâ­lar­la ömür tü­ket­mek­ten b

Sultan Iı. Abdülhamit'in Zindanı: "beylerbeyi Sarayı"

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Erkam Radyo'da icra edilen "İstanbul'un Sırları" programında son dönemde Osmanlı Devleti'nin yazlık saray olarak kullandığı

Alevleri Söndürüren İhlas!

Allah Teâlâ kudsî bir hadîste şöyle buyurmuştur: “İhlâs, Benimle kulum arasında mukarreb (yaklaştırılmış) meleğin ve gönderilmiş (mürsel) peygamberin kavrayamay

Sevmek Kaç Çeşittir?

Temelinde Allah rızâsı bulunan bütün muhabbetler makbuldür. Allâh’ın râzı olmadığı muhabbetler ise, kalbin mânevî kanseridir.

Çemberlitaş Tarihi

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Erkam Radyo'da icra edilen "İstanbul'un Sırları" programında Bizans döneminde inşâ edilen  ve İstanbul'un simgelerinden biri

Âd Kavminin Hûd Peygamberden İstediği Mucize

 Aşırı zenginliğin verdiği gaflet, rehâvet ve azgınlık sebebiyle Allâh’a kulluktan çok uzaklaşmış olan Âd kavmi, dînî tahdîdlere girmek istemediler. Bu sebeple

Çanakkale Savaşı'nda Düşmanı Yutan Bulut

Çanakkale Savaşı'nda şâhid olanların imzalarıyla İngiliz kaynaklarında da yer alan bu hâdise, düşman birlikleri arasında dehşet uyandırdı.

Fatih Sultan Mehmet'in Kılıcı Satılıyor

Araştırmacı-Yazar Fahri Sarrafoğlu, Fatih Sultan Mehmet Hân'ın İstanbul'u fethederken kullandığı kılıcın özelliklerini anlatıyor.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.