Cenâb-ı Hak, kâmil insan modelini en mükemmel şekliyle Peygamber Efendimiz’in şahsında insanlığa sergilemiştir. Dolayısıyla en büyük rehberimiz, örneğimiz ve mü
Velî, “türbe ve hırka sahibi olan” demek değildir. “Dervişlik olaydı tâc ile hırka, Biz dahî alırdık otuza-kırka.” diyen Yunus bu husûsu ne güzel ifâde etmiştir
Cenâb-ı Vâcibü'l-Vücud'un milyarlarca kulu olduğuna göre, her kuluna tecellisi ayrıdır, milyarlarca kimsenin bu bakımdan bilgi ve imanları müsavi değildir, aynı
Yüce Rabbimiz Kuran-ı Kerim’inde biz müminleri cennetine davet etmekte, orada bizler için hazırladığı pek çok nimetten bahsetmektedir. Altından ırmaklar akan ba
“Marifetullah” bir tasavvuf terimi olarak biliniyor. “Allah bilgisi – Allah’ı bilmek” olarak mânâ verilebilir. Tasavvufta bu, “ledün ilmi, bâtın ilmi, esrar ilm
5Mürşid, Arapça “irşad” kelimesinin ismi failidir. Va’z eden, öğüt veren anlamlarına gelmektedir. Sapıklık karşısında doğru yolu gösteren kişiye de mürşid denir
Dînin gâyesi, Hakk’a lâyıkıyla kulluk edecek, güzel, zarîf, hassas ve derin insan yetiştirmektir. Bu kemâl, ancak tefekkür ve tehassüs itibâriyle ulvî mertebel
İbrâhim Hakkı Erzurûmî -kuddise sirruh- hazretleri buyurur ki: "Ârifin, mevlâsı ile arası iyi olduğu için halk ile de arası iyidir. Ârif cismini ve canını mevl
"Ârif kişi, kalbini dünyalıktan ve insanlardan temizlediği zaman sanki maddî varlığı ortadan kalkar. Bedenî menfaat endişelerini hissedebilecek duygusu ort
Mârifet âlemi (tasavvuf) çok değişikdir. Kimi insan mârifet âlemi dendiği zaman bir köy kadar bilir. Bazısı bir kasaba kadar büyük bilir. Bazıları da bir koca ü
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
...Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.