TEFEKKÜR

Kendimize Sıkça Sormamız Gereken 5 Soru

Kendimize sık sık sormamaız gerken 5 soru... İbadetlerimizin keyfiyeti, aynı zamanda kalbimizin mânevî grafiği gibidir. Kendimizi bu hususta sık sık kontrol etm

Elhamdülillâh Neden Deriz?

Mü’min bir kul olarak Allah'ın verdiği nimetlere dilimizle şükrederek “Elhamdülillah!” deriz. Davranış ve hâlimizle şükrederek, o hâlin gereği olan kulluk ve ib

En Çok Sevdiğini En Sevgiliye Ver!

Sana senin kimseye vermek istemeyeceğin kadar sevdiklerini veren kim? Çok sevdiğin canını en sevdiğin kişiye, yani sana, veren kim? Çok sevdiğin çocuklarını tam

Hazreti Ali'nin Hikmetli Sözlerinden Bazıları

Hazret-i Ali -radıyallahu anh-’ın hikmetli sözlerinden bazıları...

Allah İnsana Neden Zenginlik Veriyor?

Allah, malı (serveti) kendi hakkı olan namazın kılınması, kulların hakkı olan zekâtın verilmesine yardımcı olması için indirmiştir (vermiştir). Yoksa hayvanları

Filozoflar Ne Diyor İslam Ne Yapıyor?

İnsanlık tarihi boyunca hiçbir filozofun görüşlerini hayatına tatbik ederek saâ­det ve selâmete ermiş bir toplum gösterilemez. Onların öne sürdükleri fikirler,

Kainatta Var Olan Şeyler Bize Ne Anlatıyor?

Bu âlemde her zerre; Hakkʼa yakın olan diri gönüllerle konuşur. Bütün varlıklar, hâl lisânıyla beyan durumundadır. Kâinatta Hâlık’ını tanıtmayan hiçbir zerre yo

Bebekler Ağlayarak Bize Ne Söylüyor?

Bebekler; lâl olurlar da sade bir çığlık ile ağlayarak en büyük dersi verirler hakikatte, gafil insanoğluna… “Ağlayın ve anlayın!” derler. Ağlamak, anlamaktır…

İnsanın En Kıymetli Hazinesi

Cihan dershânesinde alık ve abus bir çehreyle dolaşmak; güllerin, sümbüllerin, bülbüllerin, rüzgârların, derelerin ve dağların hâl lisânından bir şey anlamamak,

Akıllara Durgunluk Veren Kudret Akışları

Kalp îman ve istikâmet üzereyse, zâten bu kâinat kitabında gördüğü her varlık, ona Yaratan’ının kudret ve azametini hatırlatır. Güneş, Ay, yıldızlar, atmosfer,

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.