Vakıf

"hüdâyi Bülteni" Yayınlandı

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı'nın yapmış olduğu yardım faaliyetlerinin anlatıldığı Hüdâyi Bülteni yayınlandı.

Hüdâyî Vakfı'ndan, Bayırbucak Türkmenlerine Yardım

Aziz Mahmûd Hüdâyî Vakfı'na ait bir tır dolusu insani yardım malzemeleri, Bayırbucak Türkmenlerine ulaştırılmak üzere yola çıktı.

Vâlide Sultanların Hayır Eserleri

Osmanlı’da kurulan yirmi altı bin küsur vakfın bin dört yüz kadarının hanımlar tarafından kurulmuş olması câlib-i dikkattir.

Surre-i Hümâyûn Geleneği

Ashâbın infak seferberliğinden nasîb alan Osmanlılar da, vakıf mevzuunda pek büyük hizmetlerde bulundular.

Hizmet İnsanı Nasıl Olmalı?

Vakıf insanı, veren eldir. Alana teşekkür hissiyâtı içindedir. Çünkü onun sayesinde Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına erişmeyi gaye edinir.

'kardeş Yurt Projesi' Hayata Geçirilmeli!

Aziz Mahmût Hüdayi Vakfı, HÜNER Derneği ve Emin Eğitim Kültür ve Sanat Derneği organizatörlüğünde, farklı illerde yükseköğrenim yurt hizmetleri yürüten yönetici

Hüdâyi Gönüllülerine Önemle Duyurulur!

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Topbaş ve Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Abdullah Sert Beyfendiler tarafından, Muhterem Osman Nûri Topbaş Hoca

Osmanlı’da Avrupa’yı Kendine Hayran Bırakan Ahlaki Faziletler

Osmanlı Devleti’nin altı asır devamını sağlayan îman, ahlâk ve bunların eseri olan muhteşem ve mükemmel ictimâî yapısının üzerinde durulması elzemdir.

Hizmette Başarının Sırrı Nedir?

İnsanı hizmetlere koşturan ve onun zevkle îfâ edilmesini sağlayan, gönüllerdeki aşk, şevk ve heyecandır. İçinde böyle bir heyecan taşımayan kimse, hizmetlerden

Gelecek Nesillere Nasıl Örnek Olunur?

Hizmette bulunan kimseler, işleri sadece başkalarına yaptırmak şeklindeki bir üslûbdan ziyâde, tesâhüb (sâhiplenme) duygusuyla hizmete bizzat omuz vermelidirler

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.