Vakıf

Etiyopyalılar Hüdâyi İle Bayram Etti

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, Türkiye'den bağışlanan kurbanları Etiyopya'nın tarihi Harar kentinde keserek ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.

Hüdayi Vakfı 50 Ülkede Kurban Kesimi Yapacak

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, 30 yıldır devam ettirdiği yardım faaliyetlerine bu yıl 50 ülkede yapacağı kurban yardımları ile devam ediyor. Filistin'den Suriye'ye, 

Bollukta Da Darlıkta Da Allah İçin İnfak Edenler

Kalbi zengin olana, cüzdan fakirliği bir zarar vermez. Kalbi fakir olana da, cüzdan zenginliği bir fayda vermez.

Hacı Mehmet Aydın Hakkın Rahmetine Kavuştu

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı kurucularından Hacı Mehmet Aydın Bey İstanbul'da vefat etti. Cenazesi bugün ikindi namazına müteakip İLAM Çilehane Camii'nden kaldırılı

Bütün Gelirini Yetimlere ve Yoksullara Harcayan Kafe

Kurebiyem Kafe, 2011 yılının Mart ayında Üsküdar’da, Badegül Dede’nin liderliğindeki ev hanımları tarafından açıldı. Faaliyetlerini Gönüllü Eller İnsani Yardım

Hüdayi Vakfı, Bosna Hersek’te Yardımlarına Devam Ediyor 

Bosna Hersek’te Mayıs ayında yaşanan sağanak yağışlar nedeniyle nehir taşkınları ve su baskınları olmuş, birçok Bosnalı bu afet dolayısıyla zor günler yaşamıştı

Hüdâyi Vakfı Gazzeli Kardeşlerimizin Yanında

Aziz Mahmûd Hüdâyi Vakfı, abluka ve yoğun saldırı altında olan Gazzelilerin yanında olduğuna dair bir açıklama yayınladı. İşte o açıklama: 

Hüdâyi Halka Dersleri Yeni Dönem Kayıtları Başlıyor

Aziz Mahmûd Hüdayi Vakfı, İstanbul'da İlahiyat Fakültesi kazanan öğrencilere yönelik Arapça ve İslami İlimler eğitim programları düzenliyor.

Aziz Mahmud Hüdâyi'de Sahur Vakti

Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretleri’nin vasiyeti olarak Hüdâyi Vakfı tarafından sürdürülen çalışmalardan biri de Üsküdar’daki vakıf merkezinde 365 gün iki öğün yemek

"Hüdayi'de Aileden Öte Bir Muhabbet Yaşadım"

Üniversite okumak için Moğolistan'dan Türkiye'ye gelen Fatma Zehra'nın İslam'la tanışmasını anlattığı ilk bölümümüzün ardından şimdi de Türkiye'de neler yaşadığ

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.