Katil İsrail'in Gazze'ye Saldırılarında Ölen Filistinlilerin Sayısı 20 Bin 424'e Yükseldi

Katil İsrail güçlerinin, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı son 24 saatte 166 artarak 20 bin 424'e yükseldi.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref Kudra, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze'deki duruma ilişkin bilgi verdi.

Kudra, son 24 saatte katil İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 166 Filistinlinin daha öldürüldüğünü, 384 kişinin de yaralandığını belirtti.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü, katil İsrail'in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği saldırılarda Gazze Şeridi'nde öldürülen Filistinlilerin sayısının 20 bin 424'e, yaralananların sayısının da 54 bin 36'ya yükseldiğini duyurdu.

Katil İsrail güçleri Batı Şeria'da Tulkerim kenti ile Nur Şems Mülteci Kampı'na baskın düzenledi

Katil İsrail güçleri, gece saatlerinde de işgal altındaki Batı Şeria'nın Tulkerim kenti ile Nur Şems Mülteci Kampı'na baskın düzenledi.

Filistin haber ajansı WAFA’ya göre, katil İsrail güçleri, baskına öncelikle Nur Şems Mülteci Kampı'nı ablukaya alarak başladı.

Katil İsrail güçleri, kampı çevreleyen binaların çatılarına ve karşısındaki ormanlık alana da keskin nişancılar konuşlandırarak çok sayıda Filistinlinin evine baskın düzenledi.

Katil İsrail askerlerinin baskınıyla eş zamanlı olarak insansız hava araçları (İHA) da keşif uçuşu yaptı. Baskında, Tulkerim kenti ile Nur Şems Mülteci Kampı'nda bazı Filistinliler gözaltına alındı.

Katil İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria'nın el-Halil, Cenin ve Nablus kentlerinde düzenlediği baskınlarda ise 8 Filistinliyi gözaltına aldı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.