Kazandığımız Ecirlerin Karşılığı Dünya’da mı Veriliyor?
Acaba kazandığımız ecirler âhiretten tenkis edilip bu Dünya’da mı veriliyor?
Uhud’daki bu hüzünlü manzaralar, gönüllere derinden işlemişti. Aradan uzun bir müddet geçmiş, İslâm’ın kuvvet kazandığı dönemler idrâk edilmişti. Ağniyâ-i şâkirînden, yani şükredici zenginlerinden olan Abdurrahman bin Avf -radıyallâhu anh-’ın oruçlu olduğu bir gün, önüne iftar etmesi için oğlu tarafından birkaç çeşit yemek konulunca, o bundan müteessir olarak ve gözyaşları içinde şöyle demişti:
“–Mus’ab bin Umeyr, Uhud Savaşı’nda şehîd edildi. O benden daha fazîletli idi. Ama kefen olarak bir hırkadan başka bir şeyi yoktu. Onunla da başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açık kalıyordu. Şimdi ise bize dünyalık olarak her şey verildi. Doğrusu hayırlarımızın karşılığının dünyada verilmiş olmasından korkuyorum. (Acaba kazandığımız ecirler âhiretten tenkis edilip bu dünyada mı veriliyor?)”
Abdurrahman bin Avf -radıyallâhu anh- bu sözlerinin ardından, mahzun bir şekilde sofrayı terk etmiştir. (Buhârî, Cenâiz, 27)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları