Kehf Suresi 101. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kehf Suresi 101. ayeti ne anlatıyor? Kehf Suresi 101. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kehf Suresi 101. Ayetinin Arapçası:
اَلَّذ۪ينَ كَانَتْ اَعْيُنُهُمْ ف۪ي غِطَٓاءٍ عَنْ ذِكْر۪ي وَكَانُوا لَا يَسْتَط۪يعُونَ سَمْعًا۟
Kehf Suresi 101. Ayetinin Meali (Anlamı):
O kâfirler ki, kalp gözleri bizim zikrimize karşı perdelidir ve onların Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemeye tahammülleri yoktur.
Kehf Suresi 101. Ayetinin Tefsiri:
Kıyâmet
günü geldiğinde Allah Teâlâ, Ye’cûc ve Me’cûc’u salıverecek, bunlar büyük ve
kalabalık bir topluluk oluşturacaklar ve deniz dalgaları gibi birbirine
karışacak, âdetâ deniz gibi çalkalanıp duracaklardır. Böyle müthiş bir manzara
arzedeceklerdir. Peşinden sûra üflenecek, kıyâmet kopacak, Allah Teâlâ bütün
insanları diriltecek, Ye’cûc ve Me’cûc ile birlikte hepsini mahşer yerinde
toplayacak ve hesaba çekecektir. Dünya hayatında gözlerini ilâhî hakikatlere,
basîretlerini Allah’ın zikrine karşı perdeleyenler, bu gerçekleri görmezden
gelenler ve Kur’ân-ı Kerîm’in cehennemle ikaz eden âyetlerini dinlemeye
tahammül edemeyen bedbahtlar, mecburi giriş istikâmeti olarak cehennemle yüz
yüze getirileceklerdir.
Allah
Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur:
“O
gün cehennem getirilir. Onun yetmiş bin yuları vardır. Kıyâmet gününde her yuların
başında Allah’ın onu yarattığı yerden çeken yetmiş bin melek vardır. Cehennem
öyle bir yere konur ki, cennete geçebilmek için sırat köprüsünden başka bir yol
kalmaz.” (Müslim, Cennet 29; Tirmizî, Cehennem 1)
Hak
dostlarından biri, âyetin “onların kalp gözleri bizim zikrimize karşı
perdelidir” (Kehf 18/101) kısmını şöyle izah eder:
“Onların
baş gözleri, gaflet perdesiyle ibretle nazar kılabilmekten perdelenmiştir. Kalp
gözleri, dünya muhabbeti ve şehvet perdeleriyle âhiretin derecelerini ve
derekelerini görmekten perdelenmiştir. Sır gözleri, dünya ve âhirete iltifat
perdesiyle Yaratıcı’nın âyetlerini müşâhededen perdelenmiştir. Ruh gözleri,
mâsivallah perdesiyle Allah Teâlâ’yı zikirden perdelenmiştir. Şu bir hakikat
ki, bâtın gözü müşâhedeyle, zâhir gözü ise ibret nazarıyla açılır. Yine
zâhirdeki işitme vâsıtası olan kulak, batın kulağına tâbidir. Resûlullah
(s.a.s.)’in sünnetlerini ve sâlihlerin sîretlerini dinlemek de, Hak kelâmını
dinlemeye dâhildir.” (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, V, 359)
Dolayısıyla
âhirette karşılaşılacak o feci âkıbetten kurtuluş için, şimdi fırsat varken
gözlerimizi ve gönüllerimizi Allah’ın zikrine; kulaklarımızı da Allah’ın
kelâmına açmamız; onları saran kalın perdeleri kaldırmamız gerekmektedir. Aksi
takdirde iyi şeyler yaptığımızı zannettiğimiz halde, mahşer günü amelleri boşa
çıkmış nâdanlardan olma tehlikesi vardır:
Kehf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kehf Suresi 101. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...