Kehf Suresi 13. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kehf Suresi 13. ayeti ne anlatıyor? Kehf Suresi 13. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kehf Suresi 13. Ayetinin Arapçası:
نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ نَبَاَهُمْ بِالْحَقِّۜ اِنَّهُمْ فِتْيَةٌ اٰمَنُوا بِرَبِّهِمْ وَزِدْنَاهُمْ هُدًىۗ
Kehf Suresi 13. Ayetinin Meali (Anlamı):
Şimdi biz, onların başından geçen ibretli hâdiseyi bütün gerçekliğiyle sana anlatacağız: Hiç şüphesiz onlar Rablerine iman etmiş genç yiğitlerdi; biz de onların imanlarını daha da artırdık.
Kehf Suresi 13. Ayetinin Tefsiri:
Ashâb-ı
Kehf, Rablerine yürekten inanmış genç yiğitlerdi.[1]
Onlar imanlarında samimi oldukları için, Allah da onların doğru yola olan iman
ve bağlılıklarını daha da artırdı. Onlara bâtıla boyun eğmekten sakınıp canları
pahasına da olsa hak yolunda sabır ve sebat etme kuvveti verdi. Kalplerini
iman, sabır ve metânetle iyice pekiştirdi, kuvvetlendirdi. İman ve itminân hali
âdeta onların hücrelerine ve iliklerine işledi. Öyle ki putlara ibâdeti reddetmek
üzere kralın karşısına dikildiklerinde veya bulundukları şirk ortamını terk
etmeye karar verip harekete geçtiklerinde kalplerine yerleşen tevhid inancını
şu ifadelerle dile getirdiler: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi olan
Allah’tır. Biz O’ndan başkasını ilâh kabul edip tapmayız. Böyle bir şey
yaparsak, yemin olsun ki gerçek dışı, pek saçma bir iddiada bulunmuş oluruz.” (Kehf
18/14) Gerçek imanın bu olduğunu; kavimlerinin içine saplandığı putperestlik
inancının ise herhangi bir delile dayanmayan asılsız bir anlayış olduğunu
açıklamaktan çekinmediler. Nihâyetinde imanlarını tehlikeden koruyabilmek için,
Allah’tan rahmet ve kolaylık umarak mağaraya sığınmalarının artık zaruret
hâline geldiğini anladılar. Sâdık bir dost gibi peşlerini bırakmayan köpekleriyle
birlikte mağaraya sığındılar ve orada ilâhî kudret eliyle uykuya daldırıldılar.
Bu
âyetlerde Allah’ın haram kıldığı şeylerden ve haramların işlendiği ortamlardan
uzaklaşmanın önemine dikkat çekilir. Gerçekten de Allah’ın dışındaki
varlıklardan gönlen uzaklaşmak, Allah’a kavuşmayı kolaylaştırır. Belki,
Allah’ın dışındaki şeylerden uzaklaşılmadığı müddetçe Allah’a kavuşma
gerçekleşmez, demek daha doğrudur. İşte Ashâb-ı Kehf ne zaman ki Allah’ın
dışında tapınılan putlardan uzaklaştılar, Hak Teâlâ onları riâyet mahfazası
içinde korudu, onlar için inâyet mağarasında güzel bir yer hazırladı.
Dolayısıyla bütün söz, fiil ve davranışlarında şahsî arzulardan soyunup
Allah’ın iradesine teslim olan, her halinde Allah’a yönelişi dürüstlük ve
samimiyet içinde olan ve yine her durumda sadece Allah’tan yardım isteyen
kişilere Rabbimiz büyük lutuflarda bulunacak, onların tüm ihtiyaçlarını
karşılayacak ve onlara çok güzel bir gelecek hazırlayacaktır. Cenâb-ı Hakk’ın
Ashâb-ı Kehf’e olan yardım ve ikramı bunun açık bir misalidir:
[1] اَلْفِتْيَةُ (fitye) genç yiğitler demektir. Bu
kelimeden hareketle tasavvuf ve ahlâk ıstılâhında “fütüvvet” diye bir kavram
oluşmuştur. Fütüvvetin başı imandır. Fütüvvet; mevcudun karşılıksız verilmesi,
eziyetin önlenmesi, şikâyetin terk edilmesidir. Yine fütüvvet, haramlardan
kaçınmak ve üstün ahlâkî faziletleri ifâ etmede eli çabuk tutmaktır.
Kehf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kehf Suresi 13. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...