Kehf Suresi 56. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kehf Suresi 56. ayeti ne anlatıyor? Kehf Suresi 56. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kehf Suresi 56. Ayetinin Arapçası:
وَمَا نُرْسِلُ الْمُرْسَل۪ينَ اِلَّا مُبَشِّر۪ينَ وَمُنْذِر۪ينَۚ وَيُجَادِلُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِالْبَاطِلِ لِيُدْحِضُوا بِهِ الْحَقَّ وَاتَّخَذُٓوا اٰيَات۪ي وَمَٓا اُنْذِرُوا هُزُوًا
Kehf Suresi 56. Ayetinin Meali (Anlamı):
Halbuki biz peygamberleri helâk için değil ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. İnkara saplanıp kalanlar ise, bâtıla dayanarak hakkı yerinden kaydırıp ortadan kaldırmak için mücâdele eder, âyetlerimi ve kendilerine yapılan uyarıları alay konusu yaparlar.
Kehf Suresi 56. Ayetinin Tefsiri:
Burada
insanların kendilerine gelen hidâyet rehberlerine iman etmemelerinin, Allah’ı
tanıyıp O’ndan af dilememelerinin iki temel sebebi üzerinde durulur:
Birincisi;
Kur’an’da anlatıldığı üzere, değişmez ilâhî kanunlar gereğince önceki
ümmetlerin başlarına gelen helak edici musibetlerin kendi başlarına da
gelmesini istemeleri. Mesela müşrikler:
“Ey
Allah! Eğer bu Kur’an, senin katından gelen gerçek bir kitap ise, hiç durma
hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem verici bir azap gönder” demişlerdi.
(Enfâl 8/32)
İkincisi;
âhirette karşılaşacakları azabın şimdiden getirilip karşılarına çıkarılmasını
istemeleri.
Halbuki
her iki halde de iş bitmiş ve hidâyet imkânı ortadan kalkmış olacaktır. Bu
bakımdan Cenab-ı Hak peygamberleri, gönderildikleri toplumun helakine sebep
olsunlar diye değil, onlara rahmet olsunlar, onları ebedi saadetle
müjdelesinler ve ebedî hüsranla korkutsunlar diye göndermiştir. Ancak kâfirler,
hakkı yok etmek, iptal ve izâle etmek, yerinden kaydırmak için bâtıl yollarla
mücâdele etmişlerdir. Onlar sihir, şiir, mânasız rüyalar, öncekilerin masalları
diyerek Kur’ân-ı Kerîm’i; sihirbaz, kâhin, şâir, mecnun gibi yaftalarla
Peygamberimiz (s.a.s.)’i alaya almışlardır. Peygamberin haber verdiği ve
kendilerini tehdit ettiği âhiret azabıyla da alay etmişlerdir. Onlar bu
mücâdele ve alaylarına aynı şekilde devam etmektedirler.
Oysa
tevhid ehlinin delilleri, asla şüphecilerin şüphesi ve alaycıların alayı ile
ortadan kalkmaz. Hz. İbrâhim’in yükselttiği Kâbe’yi Ebrehe nasıl yıkabilir?!
Mevlâna
der ki:
Kim
Allah’ın mumunu üflerse
O
mum sönmez, üfleyenin ağzı yanar.
Âyet-i
kerîmede şöyle buyrulur:
“Onlar,
Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Fakat Allah nûrunu mutlaka tamamlayacaktır;
kâfirler hoşlanmasa da!” (Saff 61/8)
Böylesine
boş bir sevdanın peşinden koşturan gafiller, Allah’ın âyetlerinden yüz
çevirenleri şöyle bir korkunç âkibetin beklediğini unutmasınlar:
Kehf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kehf Suresi 56. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR