Kehf Suresi 65. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Kehf Suresi 65. ayeti ne anlatıyor? Kehf Suresi 65. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Kehf Suresi 65. Ayetinin Arapçası:
فَوَجَدَا عَبْدًا مِنْ عِبَادِنَٓا اٰتَيْنَاهُ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَعَلَّمْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْمًا
Kehf Suresi 65. Ayetinin Meali (Anlamı):
Kayanın yanına vardıklarında, seçkin kullarımızdan kendisine tarafımızdan bir rahmet verdiğimiz ve nezdimizden husûsî bir ilim öğrettiğimiz bir kul buldular.
Kehf Suresi 65. Ayetinin Tefsiri:
Rivayete
göre bu seçkin kul Hızır (a.s.)’dır. Gayb ricâlindendir. Şu an misâl âleminde
yaşamakta ve Allah’ın müsaade buyurduğu kullara yardıma devam etmektedir.
Kıyamete kadar da buna devam edecektir. Allah Teâlâ bu kuluna katından bir
rahmet vermiş ve ona nezdinden hususi bir ilim öğretmişti. İşte daha çok
Tasavvuf’un üzerinde durduğu “ilm-i
ledün veya ledünnî ilim” ismi bu âyetten alınmıştır. Ledünnî ilim, fikrî bir
gayretle elde edilmeyip Allah tarafından, sırf Allah vergisi olan bir mukaddes
kuvvetin tecellisidir. Eserden müessire, vicdandan vücuda doğru giden bir ilim
değil, müessirden esere, vücuttan vicdana gelen birinci derecede bir ilimdir.
Nefsin gerçeğe ulaşması değil gerçeğin nefiste meydana çıkmasıdır. Doğrudan
doğruya bir keşiftir. Hızır (a.s.) ile alakalı olarak âyetlerde verilen
misallerden bir neticeye varmak gerekirse şu söylenebilir. “Ledünnî ilim, insanlara
verilen vasıtalarla elde edilmeyen, ancak Allah’ın bildirmesiyle bilinen gayb
bilgisi veya onun bir çeşididir.” Tasavvufa göre ledünnî ilim, bir kısım ehil
zevâta mahsustur; onun özü de zühddür, ihsân duygusuna vâsıl olabilmektir.
Hâsılı bu ilim, kalbî hayatla alakalıdır. Bununla birlikte kişinin bu hususta,
istîdâd ve kâbiliyeti kadar mesûliyeti de vardır. Kul, kendi selâmeti için bu
istîdâdı inkişâf ettirmeye mecburdur. Bu da ancak nefsin tezkiyesi ve kalbin
tasfiyesiyle mümkündür. Diğer bir ifadeyle ledünnî ilim, tasavvuf içinde mânevî
terbiye sonucu ulaşılan Hakk’ın lütfettiği vehbî bir ilimdir. Zâhirî bilgi ile
elde edilemez. Nitekim Cenâb-ı Hak bu âyette Hızır (a.s.) için: “…Biz ona nezdimizden husûsî bir ilim
öğrettik!” buyurmaktadır. Bakara sûresinde de bir mânada bu ilme işaretle:
“Allah’a karşı gelmekten sakının! Allah size ihtiyaç duyduğunuz bütün hükümleri
ve her işte uymanız gereken yolu öğretiyor” (Bakara 2/282) buyrulmuştur.
Hz
Ali’den şöyle bir rivayet vardır:
“Bâtınî
ilim, Allah Teâlâ’nın sırlarından bir sır ve hikmetlerinden birtakım
hikmetlerdir ki, o ilmi, kullarından dilediklerinin kalbine verir.” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr,
II, 52)
Rivayete
göre Mûsâ (a.s.), kendisine vahiyle işaret edilen zâtı, bir kayanın üstünde
hırkasına bürünmüş olarak gördü ve selâm verdi:
“–Ben
Mûsâ’yım!” dedi. Hızır (a.s.) da cevâben:
“–Demek
Benî İsrâîl peygamberi olan Mûsâ sensin!” dedi. Hz. Mûsâ:
“–Bana
Allah tarafından bildirilen, insanların en âlimi sen misin?” diye sordu. Hızır
(a.s.) cevâben:
“–Yâ
Mûsâ! Allah bana bir ilim vermiştir, o sende yoktur. Sana da bir ilim
vermiştir, o da bende yoktur” dedi. (Buhârî, Tefsir 18/2, 3, 4; Enbiyâ, 27;
Müslim, Fezâil 170-172)
Hızır
(a.s.), bu ifadeleriyle hem kendi durumu hakkında bilgi veriyor hem de Hz.
Mûsâ’ya kulun Rabbi huzurunda takınması gereken edep ölçülerini öğretiyordu.
Nitekim ilim bakımından insanın haddini bilmesi hakkında şu misal pek
mânidârdır:
İmâm
Ebû Yûsuf’a bir gün Halîfe Hârûn Reşîd bir mesele sorar. Ebû Yûsuf:
“–Bilmiyorum”
diye cevap verir. Halîfenin yardımcısı Ebû Yûsuf’a:
“–Maaş
ve tahsîsâtınız varken bilmiyorum diyorsunuz!..” der. Ebû Yûsuf da cevâben:
“–Benim
maaşım ilmime göredir. Bilmediklerim için de verilecek olsa hazine yetmezdi...”
der.
Allâme
İmâm Gazâlî de:
“Bildiklerime
nisbetle bilmediklerimi ayaklarımın altına alabilseydim, başım göklere değerdi”
demektedir.
İşte
Mûsâ (a.s.), Hz. Hızır’dan bahsi geçen bu ilmi telâkkî edebilmek için ona tâbi
olma, onunla beraber bulunma arzusunu şöyle dile getirdi:
Kehf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Kehf Suresi 65. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR