Kehf Suresi 83. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Kehf Suresi 83. ayeti ne anlatıyor? Kehf Suresi 83. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kehf Suresi 83. Ayetinin Arapçası:

وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنْ ذِي الْقَرْنَيْنِۜ قُلْ سَاَتْلُوا عَلَيْكُمْ مِنْهُ ذِكْرًاۜ

Kehf Suresi 83. Ayetinin Meali (Anlamı):

Rasûlüm! Sana Zülkarneyn’den soruyorlar. De ki: “Onun hakkında size öğüt ve hatırlatma olacak bazı bilgiler okuyacağım:”

Kehf Suresi 83. Ayetinin Tefsiri:

 ذُو الْقَرْنَيْنِ  (Zülkarneyn), kelime olarak “iki karn sahibi” demektir. Karn ise; “asır, boynuz, aynı zamanda yaşayan topluluk, bir toplumun başı, efendisi” gibi anlamlara gelir. Dolayısıyla “Zülkarneyn” terkibinde şu mânalar mülâhaza olunabilir:

  Zülcenâheyn vasfına benzer, “iki kanatlı” yani işin zâhiri ve batınıyla her yönüne vâkıf, dâhi, kemâl sahibi kimse.

  Görünene ve görünmeyene sahip, dünyanın doğusuna da batısına da hâkim, dolayısıyla cihangir bir padişâh. Nitekim burada anlatılan kıssasında Zülkarneyn (a.s.)’ın batıya, doğuya ve dünyanın başka yerlerine seferler yaptığı zikredilmektedir.

Hz. Zülkarneyn’in peygamber olup olmadığı tartışmalı olmakla birlikte, iyi bir mü’min ve muvahhid olduğu konusunda görüş birliği vardır. Allah Teâlâ ona büyük bir saltanat, kudret ve hâkimiyet lütfetmiştir. Ona, istediği her işi yapıp başarabilecek vasıtalar ve imkânlar vermiştir. Hz. Nûh’un oğlu Yâfes’in soyundandır. İbrâhim (a.s.) zamanında yaşadığı, hattâ onunla birlikte haccedip duasını aldığı söylenir. Kâfirlerle mücâdele etmiş, ezilen toplumlara yardım da bulunmuş ve tevhidi yaymaya çalışmıştır.

Nakledildiğine göre yeryüzünün tamamına Sadece dört kişi hâkim olabilmiştir. Bunların ikisi mü’min, ikisi kâfirdir. Mü’min olanlar, Hz. Zülkarneyn ile Hz. Süleyman; kâfir olanlar ise Nemrûd ve Buhtünnasr’dır. Hükmünü bütün dünyaya icrâ edecek beşinci bir şahıs da bu ümmetten olacaktır. O da; “Allah, İslâm’ı bütün dinlere üstün ve hâkim kılacaktır.” (Tevbe 9/33) âyeti mûcibince Mehdî (a.s.)’dır. (Kurtubî, el-Câmi‘, XI, 47-48)

Zülkarneyn (a.s.)’ın yeryüzünün doğularına ve bâtılarına ulaşmaya nasıl güç yetirebildiği sorulunca Hz. Ali şu cevâbı vermiştir: “Bulutlar boyun eğdirilir, lâzım olan her şey emrine verilir, nûrlar ona açılır da geceyle gündüz kendisi için eşit olurdu.” (İbn İshâk, es-Sîre, s. 185)

Âyetlerin iniş sebebiyle ilgili şu hâdise nakledilir:

Resûlullah (s.a.s.), Mekke’de yaşamış olan eski kavimlerin başından geçen ibretli hâdiseleri anlatırken yahudiler ve İranlılar da, geçmiş ümmetlerin hikâyelerini kendilerine göre anlatmaya başladılar. Bu arada Medine’de, âhir zamanda gelecek peygamberin kendi içlerinden çıkacağına inanan yahudiler vardı. Bunlar, Mekkeli müşriklere:

“Orada bir peygamber çıkmış, eğer o gerçek bir peygamberse kendisine Ashâb-ı Kehf, Zülkarneyn ve rûhun mâhiyeti hakkında mâlumat sorun! Şâyet Ashâb-ı Kehf ile Zülkarneyn için tam, rûhun mâhiyeti hakkında da kısmen cevap verirse, gerçekten peygamberdir; kendisine tâbî olun! Fakat o, bu üç şeyden haber veremezse, yalancıdır!” dediler.  Mekkeli müşrikler de Peygamberimiz (s.a.s.)’e gelerek: “Ashâb-ı Kehf ve doğu ile batıya sefer yapan Zülkarneyn kimdir? Rûhun mâhiyeti nedir?” diye sordular. Bunun üzerine Kehf Sûresi nâzil olarak orada Zülkarneyn’den bahseden bu âyetler de inmiş oldu.  (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 306; Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, XVI, 24)

Bahsedildiği üzere maddi ve manevî imkanlarlaa donatılan Zülkarneyn (a.s.) seferlerine başlıyor. İlki batı tarafına:

Kehf Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kehf Suresi 83. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...