
Kemâlpaşazâde’yi İlme Sevk Eden Olay
Bir âlimin vakarına gösterilen hürmet, Kemâlpaşazâde’nin kalbinde ilmin izzetini ateşledi; askerlikten ilim tahtına giden yol böyle başladı.
Meşhur Osmanlı âlimlerinden Kemâl Paşazâde, önceleri iyi bir asker iken daha sonra bu mesleği bırakıp kendisini tamamen ilme vermiştir.
KEMÂLPAŞAZÂDE’Yİ ASKERLİKTEN İLME YÖNLENDİREN HADİSE
Bâzı kaynaklarda onun bu tercîhi husûsunda kendi ağzından şöyle bir rivâyet nakledilir:
“Sultan Bâyezîd Hân-ı Velî ile beraber bir seferdeydik. Sultânın yanında vezîr İbrâhim Paşa ve meşhur kumandanlardan Evranosoğlu da vardı. Evranosoğlu ki, hiçbir kumandan onun önüne geçemez, meclislerde ondan ileriye oturamazdı. Fakat o sırada eski püskü elbiseler içinde bir âlim geldi ve kumandanın üst tarafına oturdu. Hiç kimsenin bir şey deyip mânî olmadığı bu duruma son derece şaşırdım. Yanımdakilere:
«–Evranosoğlu gibi bir kumandanın önüne geçip oturabilen bu şahıs kimdir?» diye sordum.
«–Molla Lütfî adında âlim ve fâzıl bir zâttır!» dediler.
«–Ne kadar maaş alır?» dedim.
«–Otuz dirhem.» dediler. Hayretle:
«–Bu kadar az bir mansıbla nasıl olur da bir kişi eşsiz bir kumandanın önüne geçebilir?» dedim. O zaman dediler ki:
«–Âlimler, sâhip oldukları dînî ilimlerin yüceliği sebebiyle böyle tâzîm görür. Zâten aksi bir duruma, îman, irfan ve edeple yoğrulmuş olan paşa ve kumandanların gönülleri de râzı olmaz!..»
Bunun üzerine bendeki liyâkatin bu kumandanlar kadar olmaya yetmeyeceği, ancak ilim sahasında son derece tebârüz edebileceğim hissine istinâden artık tamamen ilimle meşgûliyete meyledip askerliği bıraktım.”
Bu tercihten sonra Kemâl Paşazâde, ilimde “ferîd-i asrihî: Asrında tek olan” tâbiriyle ifâde edilen bir mertebeye ulaştı. Zenbilli Ali Efendi’nin vefâtından sonra da Osmanlı Devleti’nin dokuzuncu şeyhülislâmı oldu.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
YORUMLAR